Bilal Sami Gökdemir: AK PARTİ YENİDEN REFAH 'A BU POLİTİKAYİ BİLEREK UYGULADI......

Sizce seçimin böyle sonuçlanacağını yılların kurt siyasetçisi Erdoğan bilmiyor muydu? Bence hepimizden daha iyi biliyordu. Onun için bu seçimlere değil, 2028 Seçimleri ’ne yönelik bir politika izlendiğini düşünüyorum. Şöyle Ki Erdoğan’ın son seçimi olan bu seçim, Erdoğan sonrası siyaseti şekillendirecek liderleri ortaya çıkaracaktı. Erdoğan, 23 yıl önce elleriyle kurup büyüttüğü, etrafındakilere rağmen ayakta tuttuğu Ak Parti’den sonrasını şansa ve kendi iradesinin dışına bırakamazdı.

Öte yandan yaşanan ekonomik sıkıntılar, plandemi ve iklim krizi gibi küresel politikalar, Gazze’de yaşananlar ve özellikle gençliğin ve aile kurumunun günden güne zedelenmesi, Erdoğan’ın müdahale edemediği yeni bir ismi parlatıyordu. %5 oyu olan MHP’yle oturulan masada 8 il ve sayısız ilçe teslim edilirken, ittifakın parlayan yıldızı Yeniden Refah’a ise oy toplamları %1 olan BBP ve Hüda Par’a çekilen muamele uygulanarak ittifak yapılmak isteniyormuş gibi davranılması, izlenecek linç politikasının ilk adımıydı. “İyi de ben meclis üyelerini kendim zaten kazanıyorum” cevabı, Ak Parti’nin beklediği bir cevaptı

. Bu noktada koparılan fırtınada devreye YRP’nin eskileri ve Ak Parti’nin trolleri girdi. - “%1’lik parti, ne sandı kendini?” dediler, onca lince rağmen %6 çıktı. - “Zaten bizim oylarımızla Meclis’e girmiştiniz.” dediler, (küçük istisnalar dışında) Ak Parti tabanının bir önceki seçimlerde Refah’a oy vermediği anlaşıldı. - “Sizin yüzünüzden kılpayı kaybedersek” dediler, her yerde fark üstüne fark yediler. - “Eskiden yazdığı kitapların suçu yok, sonradan yapılanları tasvip etmiyoruz” demesine rağmen Adnan Oktar’ın müridi ilan ettiler. - Ak Parti kabinlerinde Fetö ile fotoğrafı olmayan, çocuklarını Fetö okullarında okutmayan nadir isimlerden olan Suat Kılıç üzerinden “Fetöcüler, partiye sızdı” söylemi geliştirdiler. - “Biz olmasak, seçmenin gözünde yine İmamoğlu ve Yavaş popüler. Biz aday çıkarırsak geçen seçim onlara kaptırdığınız muhafazakar seçmen bize gelir” sözünü evirip çevirdiler ve CHP’ye destek olarak ilan ettiler. - Oy oranı ne olursa olsun (mesela BTP, Saadet, Deva, Gelecek, Zafer, DP ve ilk kurulduğunda Ak Parti ve İyi Parti) yıllarca seçim reklamlarına bütçe ayırmıyormuş da ilk defa YRP seçim reklamı yapmış gibi “Nereden geliyor bu değirmenin suyu? Sizi CHP fonluyor” dediler. - Açıklama üstüne açıklama yapılmasına rağmen davet edildikleri iftar sofrasındaki Fanta şişelerini sordular. “Davetliydik” dendikçe “Yani CHP mi ödedi parasını?” diye algı operasyonlarını güçlendirdiler.

- Yılların boykot markası ALWAYS üzerinden Erbakan’ın kayınpederinin isim benzerliği olan markası ALWAYSFASHION’u hedef aldılar ve “İsrail’le ticaret” yaftası vurdular. - Oğluyla yetinmediler, “Babası da İsrail’le en büyük anlaşmaları yapan kişiydi” diye propagandalarını sürdürdüler. -

MHP aday çıkardığı için kaybettikleri “Amasya’da, Kilis’te, Uşak’ta, Bolu’da, Kütahya’da, Nevşehir’de MHP oylarımızı bölüp CHP’ye ve İyi Parti’ye çalışıyor ”demediler. Batman’da, Bingöl’de, Şırnak’ta, Siirt’te, Bitlis’te ve Diyarbakır’da HÜDAPAR oylarımızı bölüp DEM’e çalışıyor” demediler; ama Refah’ın kazandığı Şanlıurfa üzerinden “DEM’e çalışıyorlar” ve Ak Parti’nin fark yediği İstanbul, İzmir, Ankara, Antalya, Adana, Mersin, Bursa, Balıkesir üzerinden “CHP’ye çalışıyorlar” algısı kurdular. Çünkü 2024 Seçimleri çoktan kaybedilmişti ve 2028 için tehlike olarak görülen; MHP, BBP ya da HÜDAPAR değildi. Tabana “Bunları bil ve asla oy verme. Biz sana 2028’de kime oy vereceğini söyleriz” mesajını verdiler. Oysa anlaşıldı ki; Refah’ın buralarda aldığı oylar bile Ak Parti’yi kurtaramıyormuş. Üstelik tüm bunları Ramazan ayı içinde yaptılar. İçki içmediler, oruç tutup aç kaldılar, yemek yemediler; ama kul hakkına sıra gelince dibini sıyırmaktan da geri durmadılar. Günün sonunda Ak Parti kaybetti. “Zaten sana oy vermeyecektim; madem Refah da senin gibiymiş, o zaman onlara da oy vermeyeceğim” diyerek sandığa gitmeyen “muhafazakar” kesimin protestosuyla kaybetti.