birsan alüminyum

ENGİN KILIÇ;KIBRIS BARIŞ HAREKATI 50. YIL BASIN AÇIKLAMASI

Siyaset 20.07.2024 - 12:17, Güncelleme: 20.07.2024 - 12:26
 

ENGİN KILIÇ;KIBRIS BARIŞ HAREKATI 50. YIL BASIN AÇIKLAMASI

Yaklaşık 5 asırdan beri müslüman ve Türk toprağı olan Kıbrıs’ta, Rumların 1960 sonrası Yunanistan’ın ve dış güçlerin de desteğini alarak Makarios liderliğinde Türklere karşı başlattığı kıyım politikasının dayanılmaz boyutlara ulaşmıştı. Türkiye tarafından daha önce bir kaç kez girişimde bulunulmasına rağmen, özellikle İngiltere ve A.B.D’nin baskıları ile gereken müdahaleler yapılamamıştı.
  Fakat 1974 senesinde Merhum Liderimiz Milli Görüş Lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hocamızın Başbakan Yardımcısı olması ile artık umut vardı. EOKA-B lideri Nikos Sampson’ın, 15 Temmuz 1974’te Rum Milli Muhafız Güçleri ile darbe yaparak Kıbrıs’ta bir ‘Helen Cumhuriyeti’ ilan etmesi ve Kıbrıs Türkleri’ne karşı katliam başlatması bardağı taşıran son damla oldu. 20 Temmuz 1974 sabahı saat 05.05’te ilk jetin havalanması ile başlayan harekat, başta Cenab-ı Allah’ın yardımı ve Mehmetçiğimizin üstün gayret ve cesareti ile hedeflerine ulaşmış ve Ağustos 1974’de yapılan 2. Harekat ile de K.K.T.C. ‘nin bugünkü sınırlarına ulaşılmıştır. Artık Kıbrıs’ta bağımsız, Rum saldırılarından kendini koruyan, kendi toprakları üzerinde huzur ve barış içinde yaşayan bir devletimiz bulunmaktadır. KKTC Hem Kıbrıslı Türklerin, hem de Türkiye’nin güvenliği ve geleceği için vazgeçilemez bir unsurdur. KKTC Mehmetçiğimizin ve Kıbrıslı Mücahitlerin kanlarını dökerek ve canlarını feda ederek kurdukları, şehit kanıyla kurulan bir devlettir. 20 temmuz 1974 Kıbrıs Barış Harekatı ile adaya asker çıkarılmış, adada yaşanan katliamlar sona ermiş, bugüne kadar bir tane Kıbrıs’lı Türk kardeşimizin burnu dahi kanamamıştır. Bugün Kıbrıs Türkleri, egemen bir toplum olarak, kendi ay yıldızlı bayrağını özgürce dalgalandırmakta, kendi limanlarını, kendi hava alanını özgürce kullanabilmektedir. Yıllar boyu adadaki Rumlar’ın saldırı ve katliamlarına maruz kalan Kıbrıs Türkleri bu harekat sayesinde tam 50 yıldır huzur ve güven içerisinde yaşamlarını sürdürmektedir. Kıbrıs Barış Harekatı ABD’den izin alınarak değil, ‘ABD’ye rağmen’ yapılan bir harekat olması bakımından da büyük önem taşımaktadır. Hayatının her döneminde, yaptığı her işi cihat şuuruyla ve ümmetin selametini düşünerek yapan ve başta A.B.D olmak üzere dış güçlerin hiç bir baskısına boyun eğmeyen Erbakan Hocamız, 1974 yılında Başbakan Yardımcısı olarak Kıbrıs konusunda gereken adımları atmış, harekat planının yapılmasını sağlamış ve Başbakan Bülent Ecevit’i de ikna ederek Kıbrıs’ta akan kanı durdurmak üzere Kıbrıs Barış Harekatı’nın yapılması emrini Başbakan Bülent Ecevit’e vekalet ettiği sırada bizzat kendisi vermiştir. O günlerde verilen mücadele ne kadar kıymetli ve manevi açıdan önemli ise, bugün KKTC’nin bağımsızlığının muhafaza edilmesi ve uluslararası alanda tanınır hale gelmesi için verilecek mücadele de en az o kadar manevi olarak önemli ve kıymetlidir. Kıbrıs’da şu anda olduğu gibi müslüman Türk askeri varlığının devam etmesi Siyonizm’in “Büyük İsrail Planı” için en önemli engellerden bir tanesidir. Kıbrıs sorunu 20 Temmuz 1974 tarihinde ‘Kıbrıs Barış Harekatı’ ile çözüme kavuşturulmuş olup, bundan böyle Kıbrıs’ın sürekli olarak bir sorun olarak gündeme getirilmesi ve tavizlerle çözüm arayışına gidilmesinin hiçbir sonuç vermeyeceği gün gibi ortadadır.  Yeniden Refah Partisi olarak, Kıbrıs’ta iki devletli çözüm dışında hiçbir çözümün mümkün olamayacağını bir kez daha vurguluyoruz. Kıbrıs’da “çözüm”e zaten 1974 Barış Harekatı ile ulaşılmıştır. Bu noktadan sonra “çözüm” adı altında dış güçlerin yönlendirmesiyle birtakım maceralara girmek bizim ve Kıbrıs’lı Türk kardeşlerimizin mevcut haklarını ve kazanımlarını kaybetmesinden başka bir sonuç getirmeyecektir. Bu noktada Türkiye’nin şu anda yapması gereken “çözüm” adı altında Türkiye’nin ve Kıbrıs’lı Türkler’in aleyhinde olacak girişimlere dahil olmak yerine, - Kıbrıs’ın önce İslam Ülkeleri tarafından tanınan bir devlet olması için gereken adımları atmak, - Kıbrıs’ın maddi ve manevi açıdan kalkınması için gereken hamleleri başlatmak, - Kıbrıs çevresinde, Doğu Akdeniz havzasındaki doğal kaynaklara sahip çıkmak için gerekli adımları atmaktır. Barış Harekatının 50. yıldönümü vesilesi ile başta merhum Liderimiz Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hocamız olmak üzere dönemin hükümetinde yer alıp ahirete göç edenlere, şehit olan mehmetçiğimize ve Kıbrıslı mücahitlere, Rum katliamlarında hayatını kaybeden Kıbrıs Türk halkına Allah’tan rahmet, gazilerimize sağlık ve afiyetler diliyoruz.
Yaklaşık 5 asırdan beri müslüman ve Türk toprağı olan Kıbrıs’ta, Rumların 1960 sonrası Yunanistan’ın ve dış güçlerin de desteğini alarak Makarios liderliğinde Türklere karşı başlattığı kıyım politikasının dayanılmaz boyutlara ulaşmıştı. Türkiye tarafından daha önce bir kaç kez girişimde bulunulmasına rağmen, özellikle İngiltere ve A.B.D’nin baskıları ile gereken müdahaleler yapılamamıştı.

 

Fakat 1974 senesinde Merhum Liderimiz Milli Görüş Lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hocamızın Başbakan Yardımcısı olması ile artık umut vardı. EOKA-B lideri Nikos Sampson’ın, 15 Temmuz 1974’te Rum Milli Muhafız Güçleri ile darbe yaparak Kıbrıs’ta bir ‘Helen Cumhuriyeti’ ilan etmesi ve Kıbrıs Türkleri’ne karşı katliam başlatması bardağı taşıran son damla oldu. 20 Temmuz 1974 sabahı saat 05.05’te ilk jetin havalanması ile başlayan harekat, başta Cenab-ı Allah’ın yardımı ve Mehmetçiğimizin üstün gayret ve cesareti ile hedeflerine ulaşmış ve Ağustos 1974’de yapılan 2. Harekat ile de K.K.T.C. ‘nin bugünkü sınırlarına ulaşılmıştır. Artık Kıbrıs’ta bağımsız, Rum saldırılarından kendini koruyan, kendi toprakları üzerinde huzur ve barış içinde yaşayan bir devletimiz bulunmaktadır.

KKTC Hem Kıbrıslı Türklerin, hem de Türkiye’nin güvenliği ve geleceği için vazgeçilemez bir unsurdur. KKTC Mehmetçiğimizin ve Kıbrıslı Mücahitlerin kanlarını dökerek ve canlarını feda ederek kurdukları, şehit kanıyla kurulan bir devlettir.

20 temmuz 1974 Kıbrıs Barış Harekatı ile adaya asker çıkarılmış, adada yaşanan katliamlar sona ermiş, bugüne kadar bir tane Kıbrıs’lı Türk kardeşimizin burnu dahi kanamamıştır. Bugün Kıbrıs Türkleri, egemen bir toplum olarak, kendi ay yıldızlı bayrağını özgürce dalgalandırmakta, kendi limanlarını, kendi hava alanını özgürce kullanabilmektedir.

Yıllar boyu adadaki Rumlar’ın saldırı ve katliamlarına maruz kalan Kıbrıs Türkleri bu harekat sayesinde tam 50 yıldır huzur ve güven içerisinde yaşamlarını sürdürmektedir.

Kıbrıs Barış Harekatı ABD’den izin alınarak değil, ‘ABD’ye rağmen’ yapılan bir harekat olması bakımından da büyük önem taşımaktadır.

Hayatının her döneminde, yaptığı her işi cihat şuuruyla ve ümmetin selametini düşünerek yapan ve başta A.B.D olmak üzere dış güçlerin hiç bir baskısına boyun eğmeyen Erbakan Hocamız, 1974 yılında Başbakan Yardımcısı olarak Kıbrıs konusunda gereken adımları atmış, harekat planının yapılmasını sağlamış ve Başbakan Bülent Ecevit’i de ikna ederek Kıbrıs’ta akan kanı durdurmak üzere Kıbrıs Barış Harekatı’nın yapılması emrini Başbakan Bülent Ecevit’e vekalet ettiği sırada bizzat kendisi vermiştir.

O günlerde verilen mücadele ne kadar kıymetli ve manevi açıdan önemli ise, bugün KKTC’nin bağımsızlığının muhafaza edilmesi ve uluslararası alanda tanınır hale gelmesi için verilecek mücadele de en az o kadar manevi olarak önemli ve kıymetlidir.

Kıbrıs’da şu anda olduğu gibi müslüman Türk askeri varlığının devam etmesi Siyonizm’in “Büyük İsrail Planı” için en önemli engellerden bir tanesidir.

Kıbrıs sorunu 20 Temmuz 1974 tarihinde ‘Kıbrıs Barış Harekatı’ ile çözüme kavuşturulmuş olup, bundan böyle Kıbrıs’ın sürekli olarak bir sorun olarak gündeme getirilmesi ve tavizlerle çözüm arayışına gidilmesinin hiçbir sonuç vermeyeceği gün gibi ortadadır.

 Yeniden Refah Partisi olarak, Kıbrıs’ta iki devletli çözüm dışında hiçbir çözümün mümkün olamayacağını bir kez daha vurguluyoruz.

Kıbrıs’da “çözüm”e zaten 1974 Barış Harekatı ile ulaşılmıştır. Bu noktadan sonra “çözüm” adı altında dış güçlerin yönlendirmesiyle birtakım maceralara girmek bizim ve Kıbrıs’lı Türk kardeşlerimizin mevcut haklarını ve kazanımlarını kaybetmesinden başka bir sonuç getirmeyecektir. Bu noktada Türkiye’nin şu anda yapması gereken “çözüm” adı altında Türkiye’nin ve Kıbrıs’lı Türkler’in aleyhinde olacak girişimlere dahil olmak yerine,

- Kıbrıs’ın önce İslam Ülkeleri tarafından tanınan bir devlet olması için gereken adımları atmak,

- Kıbrıs’ın maddi ve manevi açıdan kalkınması için gereken hamleleri başlatmak,

- Kıbrıs çevresinde, Doğu Akdeniz havzasındaki doğal kaynaklara sahip çıkmak için gerekli adımları atmaktır.

Barış Harekatının 50. yıldönümü vesilesi ile başta merhum Liderimiz Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hocamız olmak üzere dönemin hükümetinde yer alıp ahirete göç edenlere, şehit olan mehmetçiğimize ve Kıbrıslı mücahitlere, Rum katliamlarında hayatını kaybeden Kıbrıs Türk halkına Allah’tan rahmet, gazilerimize sağlık ve afiyetler diliyoruz.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergebze.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.