Kaset ve Dosyalarla Partiler; Dolayısıyle Siyaset Dizayn Ediliyor

Emrullah Akbulat

İletişim teknolojisi o kadar ilerledi ki; Saniyeler içerisinde bir haberi ( doğru – yanlış ) yaymak mümkün hale geldi. Doğrumuydu, yanlışmıydı tartışmaları sürerken; Haberi yayanlar, muhataplarını ve kamuoyunu istedikleri gibi yönlendirmiş oluyorlar.
Merhum CHP lideri Deniz Baykal’ın yerinden edilmesiyle gündeme gelen dosya + kaset meselesi; Yaşar Okuyan’ın ” elimde Meral Akşener hakkında dosya var ” demesiyle yeni bir boyut kazandı. Öyle ya, Meral Akşener’in terkettiği 6 + 1 masasına geri dönmesi dosya + kaset meselesinin gücü değilde nedir.?
Dosya + Kaset meselesini detaylandıran, genellemeye vuranlarda var. İş dünyasında, Sanat, spor dünyasında bu yolla büyük gürültüler koparılıyor. Şimdi siyaset sahnesinde arka odalarda gerçekleştirilemeyen beklentiler; Kased + Dosya taktiğiyle gerçekleştiriliyor. İnsanları şaşkınlığa uğratan parti değişiklikleri bu usulle sağlanıyor.
Yıllarca karşıt düşüncenin en militan savunucusu olmuş adama bakıyorsunuz; O kötülediği partinin sıralarında vekil olarak oturuyor. Hal böyle olunca; Kaset + dosya etikmidir değilmidir tartışmaları yapanlarda oluyor. Kardeşim tamam, kaset + dosya etik değil diyelim; Peki, o ahlaksız kasetlere konu olanların yaptıkları ahlaksızlıkları kabullenelim mi diyorsunuz ?!
Etik olmayan, tartıştığımız, tartışmamız gereken durum; Kaset + Dosyalarla yolları açılanların durumudur. Böyle utanmazca usullerle yol alanların iyi niyetli ya da ne bileyim söylediklerinde, siyasi yollarında samimi olduklarını söyleyebilirmiyiz. Diyoruz ki; Dürüstçe siyaset, sanat, spor veya iş dünyasında olunsun. Her işimizi; Bilgi, dürüstlük ve samimiyet üzerine yani ehliyet ve liyakat ölçüleriyle inşaa edilim.
Ehliyetin, dürüstlüğün, liyakatın, bilginin, saygının, vefanın vb olmadığı yerde; Haliyle entrikacılar sahnede daha etkin rol almaya başlıyorlar. Kimliksiz, kişiliksiz, çıkarcı insanlar vb önemli kişilermiş gibi toplumun önüne konuluyorlar.
Toplum olarak kendimizi sigaya çekmeliyiz. Çürümüşlüğün sebebini tartışmalıyız. Milli, manevi değerlerden uzaklaştıkça meselelerimizin arttığını görmeliyiz. Dahası Hak – Batıl denkleminin neresindeyiz. Bunca Batı çözüm önerilerine karşılık kendi Milli Görüşümüzü ne kadar sahipleniyoruz. Kimlerle yola çıkıyoruz. Sözü, yaşamı vs bize uyuyormu diye muhasebe ediyormuyuz ?
İnşaallah yaşadığımız bu sıkıntılar, tabiri caizse doğum sıkıntıları gibi diyelim ve insanlarımızın maddi – manevi değerlerini sahipleneceği günlerin yakın olduğuna gönülden inanalım. Vesselam.