100 yıldır Batı Medeniyetine ulaşma yolunda önemli mesafe katettik. Giyim, kuşamımız değişti, konuşmamız, üslübumuz, hatta, edep - adabımız değişti. Haliyle üretim, tüketim şeklimiz değişti. Artık gençlerimiz '' PARİS '' yazılı yahut, '' EYFEL '' ya da '' PİZA '' Kulesi resimlerinin olduğu tişörtler giyiyorlar.
Modernleştikçe '' İSTANBUL '' yazan, ne bileyim '' Bayezit Kulesi '' nin veya '' Rumeli Hisarı '' nın, bilemediniz Boğaz Köprülerinden birinin resminin baskılandığı tişörtleri tercih etmiyorlar. Hele hele Sultan Fatih in resminin olduğu tişörtlerden oldukça nefret eden bir güruh bir topluluk oluştu.
Otobüste, minübüste, metrolarda vb aymazca davranan, çevresinde ki insanları yok sayan edep, adap, usul tanımaz bir noktaya geldik. Hala, '' Biz Batılılar istediği için değil, kendimiz istediğimiz için Batılılaşıyoruz '' diyenler geldiğimiz noktada iktifa etmiyorlar. Daha ne kadar değişim olacak. Tanınmaz hale geldik. Müslüman toplumuz desek olmuyor, Batılıyız desek hiç olmuyor. Harman çorman bir görüntüdeyiz. Mutlumuyuz ?! Kim var mutlu.? Emin olun, Bizi bu acıklı hale getirenlerde mutlu değil. Çünkü, onlar mankurtlaşmışlar. Kendilerine ait, yani, bize ait Milli Görüşleri yok.
Malum, Cumhuriyetin kurulduğu ilk yıllarda saz çalmak, Türkü söylemek, Sanat Müziği icra etmek, dinlemek yasaklanmış. Batı usulü müzik, opera vs teşfik edilmiş. Artık düğünlerimizde dansı - valsi yadırgamıyoruz. Kulağımız kendi müziğimizden çok Batılı musıkilere aşina. Gençlerin dinlediği anlamsız müzik parçalarından emin olun sadece bizler değil gençlerin de şöyle içten, gönülden tad aldıklarını zannetmiyorum. Tuhaf bir sürükleniş bu yaşadıklarımız. Kültürel hegamonya yani. Sanki hipnotize edilmiş, biri el şıklatsa uyanacakmışız gibi.
Düğünlerimizi bile Batılıların yaptıkları düğünlere benzetmeye çalışıyoruz. Oluyormu, olmuyor tabi. Taklitçilik ne zaman aslı olabilmiş ki. Biz Batılı değiliz kardeşim.
Geldiğimiz noktada mutsuzuz ama ümitsiz - umutsuz değiliz. Biliyoruz ki her şey bir gün mutlaka aslına rücu eder. Kültürel hegamonya tam hakimiyet kurmaya çalıştıkça insanlarımızda kendi kimlik - kültürümüze, inancımıza dönmekle huzurlu yaşamın yeniden tesis edilebileceği kaneati, düşüncesi güçleniyor. İnşaallah topyekün inanış, diriliş yakındır. Vesselam...