Mevzu ne olursa olsun, yalan kadar çirkin bişi yoktur. İster şaka, ister ciddi, ister ticari veya siyasi vb olsun yalan; Kabul edilebilinecek bir ifade şekli değildir. Kimileri anı, günü kurtarmak için yalanı olağan haline getiriyorlar. Hazin bir durum. Düşünsenize yalanın alışkanlık ( mitomani ) haline geldiğini. Hayat gerçeklikten tamamen çıkar.
Yalan, insanın kalbini karartır. Ebu Hüreyre r.a. den rivayete göre Peygamberimiz s.a.v. şöyle buyurmuştur: “Münafığın belirtisi üçtür: Konuştuğu zaman yalan söyler, söz verdiği zaman sözünde durmaz, kendisine bir şey emanet edildiği zaman hıyanet eder.” (Buhari, İman, 2/24, (I,14))
Maalesef yalanı hafife alır olduk. Yalan varsa dürüstlük yoktur. Hala ciddiye almıyoruz. Çocuklarımızda bizleri örnek alıyorlar. Toplumda ki ahlaki çözülmenin temelindede yalan ve harama batmak var. Bedelini ağır ödüyoruz. Bir şeyler ters gidiyor ama tedbir de almıyoruz.
Muhabbetler güzelleşsin ya da ne bileyim eğlenceli olsun diye yalan söyleyemeyiz. Ya da ne bileyim etiket rakamını değiştirip; İki katına sattığımız mal için söylediğimiz yalan kazancımıza, evimize bereketmi getirecek zannediyoruz. Veya siyasi ikbal için binbir yalan vaatlerde bulunanlar; Hanelerine ne yazdırdıklarını zannediyorlar. Ne acı değil mi ?!
Yalan, insanın iyi bir isanmı yoksa kötü bir insan mı olduğunu belirleyen önemli bir ayraştır. Bizler insanların akıl ve kalplerini okuyamayız ama davranış ve konuşmalarını anlamlandırabiliriz. Öyle değil mi ?
Çocuklarımıza doğruluğu - dürüstlüğü küçük yaşlardan itibaren aşılamalıyız. Yalandan kesinlikle uzak durmalıyız. Abdullah b. Âmir (r.a.) ; Peygamberimizin evimizde bulunduğu bir günde, annem, “yavrum gel, sana bir şey vereceğim” diye beni çağırdı.Peygamberimiz anneme: “Çocuğa ne vermek istedin” diye sordu. Annem: Hurma vermek istedim, dedi. Bunun üzerine Peygamberimiz: “Eğer bir şey vermeseydin sana bir yalan günah yazılırdı . '' (Ebu Davud, Edeb, 45/80, (V,265)) dediğini aktarmıştır. Peygamber Efendimiz bu kadar hassas davranmıştır. Yalan(lar) kalbe dökülen kara lekeler gibidir. Terkedilmezse kalbi karartacağını bilmeliyiz.
Peygamberimiz Hz Muhammed ( sav ) " (İyi) müslüman, dilinden ve elinden müslümanların emin olduğu kişidir. (Asıl) muhâcir de Allah'ın yasakladıklarını terkedendir." (Buhârî, Îmân 4, 5, Rikak 26; Müslim, Îmân 64-65.) buyurmuşlardır.
Rabbimiz bizleri iyi müslüman olanlardan eylesin İnşaallah. Yalansız, riyasız, iftirasız yaşam temennilerimle; Sizleri Allah'a emanet ediyorum. Vesselam..