Müslüman gençler!
Eş seçiminde arayacağınız en önemli özelliklerden birisi de anne-babaya hürmet olsun. Çünkü bize namaz, oruç, tesettür, zekât ve cihat gibi farzları emreden Allah’ımız, “Eğer onlardan (anne ve babalarınızdan) biri ya da her ikisi senin yanında ihtiyarlık çağına ulaşırsa, sakın onlara ‘öf’ bile deme; onları azarlama, onlara tatlı ve güzel söz söyle” (İsra, 17/23) ayetiyle anne-babalarımıza hürmeti de emrediyor.
Unutmayın!
Bin türlü emek ve zahmetle kendisini büyütüp yetiştiren anne-babasına bile hürmet etmeyenlerin, saygı göstermeyenlerin, merhamet etmeyenlerin ne size ne de sizin anne-babanıza saygı göstermesini bekleyemezsiniz.
Bizim dinimiz, ne kadar kötü olursa olsun ve hatta kâfir bile olsa kendisinden dine aykırı bir şey istemedikçe anne-babaya hürmeti en azından bağlantıyı tamamen kesmemeyi emreder. Hz. Esma’nın annesi henüz Müslüman olmamıştı. Bir gün kendisini hediyelerle ziyarete gelmişti. Hz. Esma onu eve almakta ve hediyelerini kabul etmekte tereddüt göstermişti. Efendimize (S.A.S.) bu durumu sordu; Rasulullah (S.A.S.), Annesini eve almasına, hediyelerini kabul etmesine ve ona hürmet etmesine dair tavsiyelerde bulundu. (Buhari, Edep,
Müslüman gençler!
Rızkınıza bereket verecek olan Allah’tır. Evinize huzur verecek olan Allah’tır. Vücudunuza sağlık verecek olan Allah’tır. Çocuklarınıza hidayet verecek olan Allah’tır. O halde iyi bir aile hayatı için önce Allah’ı razı edin. Allah’ı razı etmenin en önemli yollarından birisi de anne-babalarınızı razı etmektir. Çünkü Efendimiz (S.A.S.) buyuruyor ki, “Allah’ın rızası anne babanın rızasına bağlıdır. Allah’ın öfkesi ise, anne babanın öfkesine bağlıdır.” (Tirmizî, Birr, 3) Eğer mutlu bir yuva istiyorsanız eş adayınızın anne-babanın rızasını önemseyip önemsemediğine de muhakkak dikkat edin.
Müslüman gençler!
Daha ilk görüşmede anne-babanızla ilişkinizi kesmenizi ya da onlarla olan bağlarınızı zayıflatmanızı isteyen eş adaylarına karşı dikkatli olun! Başta anne-babanız olmak üzere akrabalarınızla bağınızın kesilmesi demek, kendi ellerinize bela ve musibetleri davet etmek demektir. Çünkü Efendimiz (S.A.S.) buyuruyor ki, “Âhirette cezasını ayrıca vermekle beraber, dünyada Allah’ın çabucak cezalandırmasını en fazla hak eden günahlar, zulüm ve akraba ile ilişkileri kesmektir.” (Ebû Dâvûd, Edeb 43)
Müslüman gençler!
Bu dünyada ne ederseniz onu bulacağınızı, ne ekerseniz onu biçeceğinizi asla unutmayın! Anne-babalarınıza hürmet ederseniz evlatlarınız da size hürmet eder. Eğer onlara hürmetsizlik ederseniz yaptığınızın aynısını siz de evlatlarınızdan çekersiniz. Bu durum hem sizin hem de eşinizin anne-babası için geçerlidir. Çünkü Efendimiz (S.A.S.) buyuruyor ki; Allah, yaşından ötürü bir ihtiyara saygı gösteren gence, yaşlılığında hizmet edecek kimseler lutfeder.” (Tirmizî, Birr 75)
Evet, kaynana ve kayınbabalarınız ya da kendi anne ve babalarınız İslam’ı bilmeyen, ahlakı olgunlaşmamış, kötü niyetli ya da adaletsizlik yapan insanlar olabilirler. Size, eşinize, fikirlerinize ve evliliğinize saygı duymayabilirler. Ve hatta yuvanızın yıkılmasını isteyecek kadar cahil insanlar bile olabilirler.
Size düşen tüm bu imtihanlar esnasında Müslümanca duruşunuzu asla bozmamaktır. Çünkü Allah, kulunu kimi zaman rızkıyla, kimi zaman sağlığıyla imtihan ettiği gibi kimi zaman da kaynana ve kayınbabasıyla ya da kendi anne-babasıyla imtihan eder. Eğer Allah sizi bu konuda imtihan etmeyi murad etmişse ne yaparsanız yapın bu imtihanı yaşayacağınızı asla unutmayın!
İşte tüm bu imtihanlarınızın kolaylaşmasını istiyorsanız eş seçiminizde eş adayınızın anne-baba ya da kaynana-kayınbaba imtihanına karşı donanımlı olup olmadığına, bu imtihanları aşabilecek bir sabra, merhamete, özveriye, dirence, bilince ve ahlaka sahip olup olmadığına da muhakkak dikkat edin.
Dr. Abdulaziz KIRANŞAL
Milli Gazete