Bir sabah uyansak ve Kur’an’ın yeryüzünden kaldırıldığını görsek. Raflarımızda, duvardaki süslü kılıflarımızda, camilerimizdeki kitaplıklarımızda, cep telefonu ve bilgisayar programlarımızda, youtube ve sosyal medya sitelerinde Kur’an’dan tek bir nüshanın bile kalmadığını, hafızlarımızın zihninde de tek bir Kur’an ayetinin bile olmadığını görsek…
Allah aşkına Müslüman bir toplum olarak acaba hayatımızda ne değişir?
Kur’an yeryüzünden kaldırılmış! Artık yönetimimizi Kur’an’a göre yapamayacağız. Siyasette ölçü olarak kabul ettiğimiz ilkelerimizi artık Kur’an belirleyemeyecek deyip kara kara düşünür müyüz? Yoksa biz zaten yönetimimizi Fransız laiklik hukukuna ya da demokrasiye göre yapıyoruz deyip hayatımıza devam mı ederiz?
Kur’an yeryüzünden kaldırılmış! Artık ekonomimizi ve ticaretimizi Kur’an’ın emirlerine göre yapamayacağız! Borç hukukumuzu, çek, senet, banka, borsa, kira işlemlerimizi artık Kur’an’a göre düzenleyemeyeceğiz deyip üzülür müyüz? Yoksa biz zaten iktisadi kurallarımızı Alman borçlar hukukuna göre ya da liberal ekonominin gereklerine göre veya faiz, dolar, kur sistemi neyi gerektiriyorsa ona göre yapıyoruz deyip hayatımıza devam mı ederiz?
Kur’an yeryüzünden kaldırılmış! Artık hukuk kurallarımızı Kur’an’a göre yapamayacağız, adalet ilkelerimizi Kur’an’ın emirleri belirleyemeyecek deyip büyük bir şaşkınlık mı yaşarız? Yoksa biz zaten hukukumuzu İtalyan ceza hukukuna göre, Avrupa insan hakları mahkemesine göre, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Sözleşmesine göre belirliyoruz deyip hayatımıza devam mı ederiz?
Kur’an yeryüzünden kaldırılmış! Artık aile hayatımızı Kur’an’a göre düzenleyemeyeceğiz, evlilik ilkelerimizi, boşanma ve miras hukukumuzu, nafaka yasalarımızı, aile politikalarımızı artık Kur’an belirleyemeyecek deyip büyük bir boşluğun içine mi düşeriz? Yoksa biz zaten aile hukukumuzu İsviçre medeni hukukuna, Cinsiyet Eşitliği projesine, AB uyum yasalarına göre belirliyoruz deyip hayatımıza devam mı ederiz?
Kur’an yeryüzünden kaldırılmış! Artık uluslararası siyasetimizi ve devletlerarası ilişkilerimizi Kur’an’a göre şekillendiremeyeceğiz deyip dertlenir miyiz? Yoksa biz zaten uluslararası münasebetlerimizde ölçü olarak Kur’an’ı değil ABD ile stratejik ortaklığı, reel politiği, İsrail’le dostluğu ya da Çin ve Rusya ile ilişkilerimizi veya Avrupa Birliğini ölçü alıyoruz deyip hayatımıza devam mı ederiz?
Evet, ne değişir hayatımızda hiç düşündük mü?
Hiç düşündük mü? Karar verirken, bir tercih yaparken, bir işe başlarken ya da bir şeyden vazgeçerken Kur’an bizim için ölçü oluyor mu?
Ahlakımızda, sosyal hayatımızda, aile hayatımızda, çocuk eğitimimizde Kur’an bizim için belirleyici bir ölçü müdür? Düğünümüzü yaparken, ticaretimizi yürütürken, akraba ve komşuluk ilişkilerimizi, anne-babalarımızla ve arkadaşlarımızla ilişkilerimizi düzenlerken, bir diziyi izlerken, bir sosyal medya sitesinde gezinirken Kur’an’ı bir ölçü olarak görüyor muyuz?
Hayatımızın neresinde Kur’an var? Namazımızı, Ramazan orucumuzu ve başörtümüzü bir kenara koysak hayatımızda Kur’an’dan geriye ne kalıyor? Hangi işimiz Kur’an’a göre, hangi tavrımız, hangi kaygımız, hangi endişemiz, hangi hedefimiz Kur’an’a göre?
Ahlakımızı, davranışlarımızı, hayat programımızı Kur’an mı belirliyor? Yoksa diziler, filmler, sosyal medya fenomenleri, spor ve sanat camiasının ünlüleri mi?
Bakış açımızı, önceliklerimizi, yasaklarımızı, özgürlüklerimizi, sınırlarımızı Kur’an mı belirliyor yoksa içinde yaşadığımız hayatın, kültürün, geleneklerin, adetlerin, kalabalıkların dayattıkları mı bizi ve hayatımızı şekillendiriyor?
Eğer bir gün yeryüzünden Kur’an kaldırılsa tek derdimiz, cenazelerimizde ne okuyacağız derdi olacaksa vay bizim halimize…