birsan alüminyum
Emrullah Akbulat
Köşe Yazarı
Emrullah Akbulat
 

Kudurmuşcasına Başörtüsüne Saldırmak Nedir ? Bu Ülkede Toplumun Tüm Kesimleri Başörtüsüne Yabancı Değil

Anadolu coğrafyasında farklı din, mezhep anlayışına sahip bir çok topluluk var. Her biri başörtüsünü bilir, takar. Fakat, 27 Mayıs 1960 darbesinden sonra başörtüsü sadece müslümanlara aitmiş gibi bir algı oluşturuldu. Özellikle eğitim camiasında ve askeri erkanda başörtüsü problemi oluşturuldu. Tabi, beklenen tepki gelmedi. Müslüman kesim mesele haline getirilen başörtüsünü asla mesele olarak görmedi. Engelleme gayretlerini protesto etti ama asla şiddete evirmedi. Çünkü; Ordu da, eğitim de kısaca '' bu ülke hepimizin '' anlayışı vardı.            Üzülerek ifade edelim, CHP zihniyeti başörtüsü meselesi oluşsun diye çok gayret etti.  Ne yaptılarsada tutmadı. Nihayet kendileride vaz geçtiler, seçimlerde neredeyse reklam panolarının çoğunda başörtülü öğrencileri, kadınları kullanmaya başladılar. Her ne kadar ara ara başörtüsü düşmanlıkları depreşip aykırı beyanatlarda bulunsalarda, başörtüsü söylemlerini rafa kaldırdılar veya tabiri caizse  şimdilik buzdolabına koydular.           Batılılaşma, çağdaşlaşma, modernleşme diyerek başörtüsü üzerinden inançlı insanları mağdur etmeye çalışanların  bir  takdiği de Atatürkçü - Kamalist görünmek.  Zannediyorlar ki, Atatürkçü Kamalist vb kisvesine büründüklerinde kanuni dokunulmazlık kazanacaklar ve ağızlarına her geleni söyleyebilecekler, hatta, hızlarını alamayıp şiddete baş vurabilecekler. Böyle bir hak yok. Bu ülkede '' KİŞİ  HAK ve ÖZGÜRLÜKLERi '' denen bir hak var ve yasal teminat altındadır. Birinin özgürlük alanına girer ve suç niteliğinde her ne şekilde olursa olsun saldırırsanız; Suç işlemiş olursanız. Kimse bir başkasına hakaret etme, mağdur etme, şiddet uygulama hakkına sahip değildir.           Son zamanlarda otobüste, metroda, meydanda veya bir alış veriş merkezinde başörtülü veya çarşaflı kadına saldırı görüntüleri paylaşılıyor. Cinnet getirmiş misali saldırıyor. Sanki, başörtülü suçluymuş gibi korkutulmak isteniyor. Çok ayıp. Saygısızca yapılan bu saldırıları vicdan sahibi kimse tasvip etmez. Bir başörtülü başkasına benzer hakaretlerde bulunduğunda bunu da asla kabullenmeyiz.  Osmanlı döneminde  Payitaht  İstanbul'da herkes inancına göre giyinir kimse kimsenin alanına girmezdi.           Hala bu tür provakasyonlar üzerinden siyasi hesaplar yapmaya çalışanlar varsa; Bilsinler ki, böyle şeyler tutmaz. Kardeşliği  yüceltelim. Bu toplumun birbirini sevmeye ihtiyacı var. Görmüyormusunuz zorla batılılaştırma gayretleri ne saygı ne sevgi bıraktı. Öğretmen okulunda mağdur. Eskiden öğretmen toplumun en saygı değer kişilerindendi. Bırakın talebeleri ( öğrencileri ) veliler bile öğretmenle karşılaştıklarında esvaplarının - ceketlerinin önlerini iliklerlerdi. Tabi bu saygı toplumun tüm kesimlerinde vardı. Usta, zanaatkar saygı  görürdü - itibarda.           Sevgi yoksa, saygı yoksa; Ahlak erozyonu vardır. Bu toplumun S.O.S verdiğinin işaretidir. Bir an önce ilgilisi, yetkilisi ve toplumun tüm katmanlarıyla, bireyleriyle; Sevgi - saygı inşaası için gayret göstermeliyiz. Aksi takdirde suçlarda artar, kötü alışkanlıklarda. Ne çocuklarımızı, ne gençlerimizi ne de geleceğimizi kurtarabiliriz. Vesselam..
Ekleme Tarihi: 20 Haziran 2024 - Perşembe
Emrullah Akbulat

Kudurmuşcasına Başörtüsüne Saldırmak Nedir ? Bu Ülkede Toplumun Tüm Kesimleri Başörtüsüne Yabancı Değil

Anadolu coğrafyasında farklı din, mezhep anlayışına sahip bir çok topluluk var. Her biri başörtüsünü bilir, takar. Fakat, 27 Mayıs 1960 darbesinden sonra başörtüsü sadece müslümanlara aitmiş gibi bir algı oluşturuldu. Özellikle eğitim camiasında ve askeri erkanda başörtüsü problemi oluşturuldu. Tabi, beklenen tepki gelmedi. Müslüman kesim mesele haline getirilen başörtüsünü asla mesele olarak görmedi. Engelleme gayretlerini protesto etti ama asla şiddete evirmedi. Çünkü; Ordu da, eğitim de kısaca '' bu ülke hepimizin '' anlayışı vardı. 
          Üzülerek ifade edelim, CHP zihniyeti başörtüsü meselesi oluşsun diye çok gayret etti.  Ne yaptılarsada tutmadı. Nihayet kendileride vaz geçtiler, seçimlerde neredeyse reklam panolarının çoğunda başörtülü öğrencileri, kadınları kullanmaya başladılar. Her ne kadar ara ara başörtüsü düşmanlıkları depreşip aykırı beyanatlarda bulunsalarda, başörtüsü söylemlerini rafa kaldırdılar veya tabiri caizse  şimdilik buzdolabına koydular.
          Batılılaşma, çağdaşlaşma, modernleşme diyerek başörtüsü üzerinden inançlı insanları mağdur etmeye çalışanların  bir  takdiği de Atatürkçü - Kamalist görünmek.  Zannediyorlar ki, Atatürkçü Kamalist vb kisvesine büründüklerinde kanuni dokunulmazlık kazanacaklar ve ağızlarına her geleni söyleyebilecekler, hatta, hızlarını alamayıp şiddete baş vurabilecekler. Böyle bir hak yok. Bu ülkede '' KİŞİ  HAK ve ÖZGÜRLÜKLERi '' denen bir hak var ve yasal teminat altındadır. Birinin özgürlük alanına girer ve suç niteliğinde her ne şekilde olursa olsun saldırırsanız; Suç işlemiş olursanız. Kimse bir başkasına hakaret etme, mağdur etme, şiddet uygulama hakkına sahip değildir.
          Son zamanlarda otobüste, metroda, meydanda veya bir alış veriş merkezinde başörtülü veya çarşaflı kadına saldırı görüntüleri paylaşılıyor. Cinnet getirmiş misali saldırıyor. Sanki, başörtülü suçluymuş gibi korkutulmak isteniyor. Çok ayıp. Saygısızca yapılan bu saldırıları vicdan sahibi kimse tasvip etmez. Bir başörtülü başkasına benzer hakaretlerde bulunduğunda bunu da asla kabullenmeyiz.  Osmanlı döneminde  Payitaht  İstanbul'da herkes inancına göre giyinir kimse kimsenin alanına girmezdi.
          Hala bu tür provakasyonlar üzerinden siyasi hesaplar yapmaya çalışanlar varsa; Bilsinler ki, böyle şeyler tutmaz. Kardeşliği  yüceltelim. Bu toplumun birbirini sevmeye ihtiyacı var. Görmüyormusunuz zorla batılılaştırma gayretleri ne saygı ne sevgi bıraktı. Öğretmen okulunda mağdur. Eskiden öğretmen toplumun en saygı değer kişilerindendi. Bırakın talebeleri ( öğrencileri ) veliler bile öğretmenle karşılaştıklarında esvaplarının - ceketlerinin önlerini iliklerlerdi. Tabi bu saygı toplumun tüm kesimlerinde vardı. Usta, zanaatkar saygı  görürdü - itibarda.
          Sevgi yoksa, saygı yoksa; Ahlak erozyonu vardır. Bu toplumun S.O.S verdiğinin işaretidir. Bir an önce ilgilisi, yetkilisi ve toplumun tüm katmanlarıyla, bireyleriyle; Sevgi - saygı inşaası için gayret göstermeliyiz. Aksi takdirde suçlarda artar, kötü alışkanlıklarda. Ne çocuklarımızı, ne gençlerimizi ne de geleceğimizi kurtarabiliriz. Vesselam..

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (1)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergebze.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
A.Eser
(21.06.2024 10:51 - #507)
Üstad mesele aslında baş örtüsü falan degil İslamla hesalasma ve bunun bittiğini düşünmek dogru değil.Çünkü chapli tanıdıklarımızda aynı düşünce mevcut.İktidara ulaşabilmek icin donduruldu..zaman zaman gizleyemeyenler hortluyor...Birazda cehaletin hurafeleri onlara bu fırsatı veriyor.Gercekte hurafede büyük sorun... Velhasıl bu düşmanık donduruldu zamanını zeminini bekliyor..Basardılar mı..son belediye seçimlerine bakılırsa başarıyorlar...Hakkımızda hayırlısı olsun diyelim.selamlar.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergebze.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.