Müslümanlar uzunca on yıllardır sadece seyrediyorlar, tepki bile vermiyorlar. Hiç bir Avrupa ülkesinde toplumun maddi - manevi değerleri böylesine hedef edilmez, heder ettirilmez. Bunu yaparlarken DEMOKRASİ - ÖZGÜRLÜK naraları atıyorlar. Bu naraları biz hatırlıyoruz. Yüz sene öncede '' YAŞASIN HÜRRİYET - KAHROLSUN İSTİBDAT '' diye yırtınıyorlardı. Emin olun bunlar aynı zihni zürriyetten olanlar.
Bu ülkede düşünce hürriyeti denilerek 100 yıldır dolu dolu sosyalist - komünist, nasyonel sosyalist - ırkçı - ayrıştırıcı milliyetçi, liberal vb düşünceler empoze ediliyor. Bir huzurlu gün görmedik. Matine filmleri seyreder gibi her kuşak aynı sıkıntıları, darbeleri, kurguları yaşıyor.
Ders almıyoruz. Memlekette aydın diye ortalıklarda dolananlar, yahut, bizlere aydın diye yutturulanların umurlarında değil. Ahlak, erdem, fazilet, aile, kadın, gençlik, ar, namus yara alıyor umurlarında değil. Umurlarında olmadığı gibi kabahatli belli onlara göre; İslam ve gelenekler. Bu kadar kolaycı, kurulmuş bir kesim var.
Bu kadar kolaycı, batıdan kopyacı aydın aydın değildir. Münevver hiç değildir. Her münferit olayı, olumsuzlukla yorumlayan, toplumun maddi - manevi değerlerini, köklerini reddeden hiç bir okumuş ( tahsilli ) aydın değildir, münevver hiç değildir.
Toplum olarak zor günler yaşıyoruz. Ekonomik zorluklardan çok sosyal yapının bozulması, toplumu daha çok zorluyor, üzüyor. Batıcılar, mankurtlaştırılanlar görmemekte ısrarcılar. Kardeşim, her şeyi tersinden okuyup dindarları, müslümanları suçlamaktan vazgeçin. Bu ülkede ahlakın, edebin, inancın vb maddi - manevi değerlerin zayıflamasına üzülen kesim inançlı kesimdir. Hiç bir müslüman kadın ticaretiyle uğraşmaz, bu tür olumsuzluklara zemin hazırlayan, fırsat tanıyan alkollü vb yerlerlede işi olmaz.
Karalama edebiyatlarını neden yapıyorlar biliyormusunuz? Gençlerin aklını karıştırmak, düşünmelerini engellemek. Sadece kendileri dinlensin istiyorlar. Çocuk istismarına bulaşanlar, kadın ticareti yapanlar, başkalarının canına kast edenler idam edilsin. İnançlı insanlar bunu savunuyor. Hadi, yüreğiniz yetiyorsa sizde tamam deyin kabahatli bedelini ödesin.
Son söz olarak şöyle ifade ederek noktalayalım; Geleneklerde oluşan kaidelerin - kuralların tartışılmazlığına inanmamız lazım. Nice tecrübelerden sonra oluşuyor o kaideler. Her birinin kökeninde binlerce vakıa, binlerce sebep ve bilge insanların yorumları var. Aklımıza ne geliyorsa; Bilgi - ahlak üzerine oturtmalı ve inanarak yaşamalıyız. Bu anane - gelenek düşmanları bizleri hasletlerimizden koparamaz, koparamamalı. Vesselam..