Peygamberimiz Hz Muhammed ( sav ); '' Evlenin, çoğalın! Çünkü ben (kıyâmet gününde) diğer ümmetlere karşı sizin (çokluğunuzla) iftihar edeceğim!” (Abdurrezzâk, el-Musannef, VI, 173; Beyhakî, es-Sünenü’l-kübrâ, VII, 131) '' buyurmuşlardır.
Sözlükte; '' Aralarında evlilik ve kan bağı bulunan, koca - karı, çocuklar, kardeşler vb.nin oluşturduğu, toplumu oluşturan en küçük birim. '' diye tarif edilen aile toplumun temelini oluşturur. Emin olun; Aile sağlamsa o toplumda sağlamdır.
En az 100 yıldır devlet eliyle batılılaştırılıyoruz. Kimilerine göre batılılaşma ta 1839 dan itibaren, Osmanlı döneminde başladı. Bu batılılaşma arzusu, hevesi devlet eliyle yürütüldüğü için toplum buna uygun eğitim süzgecinden geçiyor. Haliyle kurulan çekirdek aileler gördükleri eğitime paralel görüntü ve yaşam biçimi sergiliyorlar.
Batılılaşma, Osmanlıda topluma yansıtılamadı ama Cumhuriyetle beraber dolu dolu yaşatılmaya başlandı. Batılılar bizi asla batılı olarak kabul etmesede; Toplum içerisinde '' siz istediğiniz için değil, kendimiz istediğimiz için batılılaşmak, AB girmek istiyoruz '' diyenler türedi.
Yine sözlükte; '' Tarihi ve toplumsal gelişme süreci içinde geliştirilen her türlü değerlerle bunları kullanmada, sonraki kuşaklara iletmede kullanılan, insanın tabii ve toplumsal çevresine egemenliğinin ölçüsünü gösteren araçların tümü. '' şeklinde tarif edilen bir kültür olgumuz vardır.
Aile, her toplum için önemlidir. Sokaklara yansıyan görüntüler bir anlamda ailenin genel görünümünü ve gidişatını gösterir. Hakikaten ailelerimiz sözlüklerde belirtildiği gibi tarihi marasa uygun nesiller yetiştiriyor mu ?
İlkokullardan itibaren çocuklarımız sözlüklerde belirtildiği gibi tarihi mirasa, sahiplenişe uygun yetiştiriliyormu ?! Kısaca çocuklarımız; kendi maddi - manevi değerleriyle barışık, bu kültü geliştirerek devam ettirecek eğitim sistemiyle mi yetiştiriliyorlar? Tarihinden, gelenelerinden kopuk; Günlük yaşamında edep - adap tanımayanların arttığı bir zamandayız. Haliyle, boşanmaları, artan suç oranlarını, evden kaçan çocukların vebalini nereye yükleyeceğiz. Bunların bir sorumlusu yok mu? Sadece aileler mi kabahatli ?!
Geçte olsa ailenin hatırlanması, 2025 senesinin '' AİLE YILI '' olarak ilan edilmesi sevindiricidir. İnşaallah, çökme - dağılma sinyalleri veren aile mefhumunun yeniden güçlendirilmesi için gerekli tedbirler alınır. Özellikle evlenme yaşı yükseliyor. Kadınlarda evlenme yaşı 25 i geçerken erkeklerde 30 yaş sınırına dayandı. Tabii hiç evlenmeyenlerde ayrı bir problem.
Evlenme yaşları yükseldi. Daha aklı selim yaşlarda evlenildiği için bilinçli - şuurlu evlilikler olur beklentisi var. Ne var ki, boşanmalarda artıyor. Bu da düşünülmesi, tedbir alınması gereken bir mevzu.
Ailenin korunması gerekiyor. Bizim gibi müslüman toplumlarda aile daha da önemli. Her zaman istisnalar olabilir ama artan suç kayıtlarına bakıldığında; Suç işleme yaşınında neredeyse ortaokul yaşları seviyesine indiği görülür. Kötü alışkanlıklarda buna paralel gelişiyor. Her şeyin polisiye tedbirlerle engellenebileceği gibi bir mantık yanlıştır. Hakikaten bu mevzuda önemli.
Evet; 2025 AİLE yılı; Hayırlı olsun. İnşaallah emeklilerin ihmal edildiği gibi mukaddes aile yapımızda ihmal edilmeye devam edilmez. Bu mevzu çok mühim, aralıklarla işleyeceğimizi belirtelim. Vesselam..