Bu memleket dürüst insanlara hasret. Eskiden okumuş, tahsilli insanlar düzeltecek diye ümit ediliyordu ama olmadı. Okumuşlarda suistimalde birbirleriyle yarıştılar. Şimdilerde meselenin '' AHLAK MESELESİ '' olduğunda birleşiliyor. Ama çoğunluk o kadar yılgın ki, sadece fısıldaşıyor. Dürüst, adil, samimi idareciler olsun isteniliyor. Sadece o kadar.
Çoğunluk siyasetten korkuyor. Korkmakla yetinmiyor, '' dürüst insanların işi değil '' kaneati yaygın. Partilere halk dahil değil. Partilerin büyüğü de küçükleri de halka uzak. Belediye başkanlıkları iktidar partisiyle, muhalefet partilerinin icraat farklılıklarının olmadığını gösteriyor. Belediyelerde geçen israf edilmiş beş yılın sonunda icraatlar değil, algılar yönlendirmeye çalışıyor insanlarımızı.
İşin çivisi çıkmış. Daha önce A partisinde Belediye başkanı olan adam tekrar aday gösterilmeyince; Başka partiye geçiyor ve oradan adaylığını devam ettiriyor. Biz benzer durumu vekil seçimlerindede görmüştük. Tekrar aday gösterilmeyen seçkinler bir başka partide aday olmayı başarıyorlar. Yahu arkadaş; O partide adammı yok.?! Madem yoktu niye alternatifim diye ortalıkta dolaşıyor. Bu çıkarcı adamlar bu ülkeye ne verebilir. Bu kadar mı bulunmaz nimet bu adamlar..?! Madem o beldede veya ne bileyim orada adayın yoksa orada seçime girme. Girdiğin seçime '' Sen, sen olarak girmeyeceksen; Ne kıymeti var ? '' Öyle değil mi ?
Siyaseti çıkarcılar kevgire çevirdi. Emeklisi, dar gelirlisi, köylüsü, çalışanı bir ümit bekliyor. Pek düzelecek gibi de gözükmüyor. Adam bir vekil oluyor, ölünceye kadar vekil kalmak istiyor. Belediye başkanı olanda farklı düşünmüyor. Belediye başkanlığı bittiyse vekilliğe transfer olurum beklentisi hakim. Yahu, '' ben yaşlandım. Bundan sonra bilgi - birikimimi anlatır gençlere, geriden gelenlere faydalı olmaya çalışırım '' diyen yok.
Ülkemizde siyasetin acıklı hali ortada. Her gün yeni bir parti kuruluyor. Enflasyon siyasetin yüreğine yuva yapmış. Allah ( cc ) yardımcımız olsun. Ümitsiz olmamak lazım. Bu Millet henüz yeter demediğine göre '' demekki daha tahammül sınırı aşılmamış.'' Tahammül sınırı zorlansa illa '' önce ahlak '' tercihinde bulunulur. Rahmetli Erbakan Hocamız bu mevzuyu yıllar öncesinden önemsemiş ve '' Önce ahlak ve maneviyat '' demişti. Vesselam...