Maalesef dejenerasyon, ahlaki erozyon hayatımızın her alanına teneffüs etmiş. Siyasi cenahta bu çürümüşlükten olabildiğince nasiplenmiş. 100 yıldır Batılılaşıyoruz. Kendi sazımızın, sözümüzün, sanat müziğimizin ( TSM ) yasaklandığı, elifbaların toprağa gömüldüğü günlerden itibaren kendi asli kültürümüz, bize ait ne varsa yetim muamelesi görmüş. Geleneklerimiz, Tarihimiz yok sayılmış. Kılık, kıyafetimiz zorlamayla değiştirilmiş. Edebiyatımız, şiirimiz, kıssalarımız hor görülmüş. Daha neler neler. Batıya karşı doğduğumuz andan itibaren mağlubiyeti kabul etmiş mahçup bireyler olarak yetiştik.
Dejenerasyon, ahlaki erozyon, rüşvet, adam kayırmacılık, iltimas, vurgun ifadeleri artık her vicdan sahibini rahatsız ediyor. Darbeler, sahte aydınlar, iş birlikçiler, sermaye, basının tetikçileri vb dejenerasyonda önemli etkenlerden bazıları.
Adi suçlarda artış durdurulamıyor. Uyuşturucu ve kötü alışkanlıklar; Orta dereceli okullarımıza kadar inmiş. Her okulun kapısına polis otoları gönderilir olmuş. Küçük yaşta evden kaçmalar, boşanmalar artıyor, mukaddes aile kurumumuz yaralı..
Siyasi arenada insanlarımıza güven vermiyor. Halk eski yeni hiç bir partiye güvenmiyor. Yayın organları ve sermaye eliyle şişirilenler popülist vaatlerle oy devşiriyorlar. Ciddi fikir partileri yok. Geleceğe dair; Milletin istikbaline dair bir araya gelip siyasi arenada mücadele eden kaç parti var. Bu çürümüşlüğe, hatta, bilerek bilmeyerek ihanetlere varan Batı hayranlığına karşı dik durabilen kaç parti var.?!
Vaktiyle Prof Dr Necmettin Erbakan '' Önce Ahlak ve Maneviyat '' diyerek çıktığı siyaset sahnesinde hafife alınmıştı. Ama bugün ne kadar haklı olduğunu toplumun tüm kesimleri kabul ediyor.
Merhum Ahmet Tekdal'da '' Siyasette mevzii muarızlara terketmek; Savaşta mevziyi düşmana terketmek gibidir '' demişti. Hakikaten ne müthiş, ne doğru ifadeler. Bugünde Prof Erbakan ve Ahmet Tekdal'ın izinde yürüyen Dr Erbakan liderliğinde ki Yeniden Refah Partisi var.
Yeniden Refah Partisi sadece bugünün en ciddi partisi değil; Geleceğinde en güvenilir partisidir. Siyasi partilerin; '' çıkarcı insanların istilasına uğramışlar '' ithamlarına maruz kaldığı bu dönemde; Cumhurbaşkanlığı seçiminde '' Beka İddiaları '' sebebiyle Cumhur İttifakına destek verdi. Hem de hiç talepte bulunmadan. Kendi alınterleriyle kazanılmış vekillerle mecliste yerini aldı.
Bugün kimsenin '' niye bizi desteklemiyorsunuz '' demeye hakkı yok. Partiler iktidar olmak için var. Entrikalarla, ittifaklarla kazanmaya çalışmak doğru değil. İttifak yahut koalisyon olacaksa; Seçim sonrası olmalıdır. Hükümetlerin oluşturulması gibi belediyelerde de benzer uygulama neden olmasın ?!
Yeniden Refah Partisi bu dik duruşuyla sadece 31 Mart 2024 seçimlerinin değil; 2028 Cumhurbaşkanlığı seçimlerininde en namzet partisi olduğunu şimdiden göstermiştir. Bu çürümüşlüğe, dejenerasyona inat Milli Görüş insanımıza ümit olmaya devam edecektir. Özellikle seçkin kadrolarıyla, üyeleşme süreciyle diğer partilerden çok çok ilerde olduğunu göstermektedir. Ne diyelim; Allah(cc) mahçup etmesin Vesselam...