birsan alüminyum
Mahmut Toptaş
Köşe Yazarı
Mahmut Toptaş
 

İslam ve teknoloji

İlk iletişim sesle, cennette Hazreti Adem ile Hazreti Havva arasında gerçekleşti. Hazreti Adem’i de, Hazreti Havva’yı da, onların ses tellerini, sesini, ciğerini, dilini… yaratan Allah celle celalüh. Bilgi, fikir, düşünce, nasihat, sevinç, kızgınlık gibi şeyleri, karşı tarafa iletmek için önce sese anlam yükleyen kelimeleri, inci gibi dizen aklı, yaratan Allah celle celalüh. İnsan, incir çekirdeği kadar küçücük bir diskin içine, binlerce terabaytlık bilgiyi yüklemesini yapar ama yeni doğan çocuğunun içine bir miligramlık akıl koyamaz. İlk insandan bu güne kadar, iletişim, çağın imkânlarıyla olmuştur ve hepsi kendi çağının en ileri teknolojisiydi. Bağırmak, duman, güvercin, at, telgraf, telefon, dijital ve ileride gelecek olanları hayal bile edemiyoruz. Yük taşımada, sırt, deve, at, katır, eşek, teker, at arabası, gemi, buharlı makineler, tren, kamyon uçak… Bağıran boğazı, dili, dumanı, atı, telgrafı yapanı ve malzemeleri, buharı… Bunların hepsini yaratan Allah celle celalüh. Akıl, ihtiyaç, merak, tecrübe… bunların hepsini yaratan Allah celle celalüh. Teker bulunmasaydı kara taşıtları ve hava taşıtları yapılamazdı. Bütün bilim adamları, birbirlerinin yaptıklarının üzerine ilavelerle yeni ufuklar açmışlardır. “El elden üstündür.” “Akıl akıldan üstündür.” Osmanlı da padişah karşılamalarında devlet erkânı hep bir ağızdan: “Gururlanma padişahım, senden büyük Allah var” derlermiş. Onun için Rabbimizin şu ayeti bütün dünya insanlarına duyurulmadır: وَفَوْقَ كُلِّ ذِي عِلْمٍ عَلِيمٌ “…Her ilim sahibinin üstünde, daha âlim biri vardır.” (Yusuf süresi ayet 12/76) Bütün AR-GE’lerin, silikon vadilerinin, NASA’nın, Fakültelerin, Medreselerin, Spor tesislerinin… giriş kapısının üzerine bu ayet yazılsa yeridir. Hatta ellerimizle yaptığımız bahçemize bile girerken, وَلَوْلَا إِذْ دَخَلْتَ جَنَّتَكَ قُلْتَ مَا شَاءَ اللَّهُ لَا قُوَّةَ إِلَّا بِاللَّهِ إِنْ تَرَنِ أَنَا أَقَلَّ مِنْكَ مَالًا وَوَلَدًا “Bahçene girdiğinde Maşallah Lâ Kuvvete illâ billâh Allah'ın dilediği olur. Allah'tan başka hiçbir kuvvet yoktur.” (Kehf süresi ayet 18/39) dememizi öğütler Rabbimiz. Çünkü kara toprağın elmaya tatlı, limona ekşi, bibere acı verecek miligramlık terazisi ve aklı yok. Peygamberlerin gönderilme gayesini bize anlatan ayetler, kulak kul olmamayı, yalnız Allah’a kul olmayı, kimsenin üstünde olmadığımızı, herkesin Allah’a kul olması gerektiğini ve yollarını öğretir. Bir kul olan ve ölen George Washington yasaları, Bush, Biden, Truamp… gibi yönetici kulları üretir. Onlar da, Gazze’de elli bine yakın Müslümanın ölmesi için silah ve para yardımı yaparlar, bir tane İsrailli öldürüldüğünde, baş sağlığı dilerler. Peygamberlerin hepsi her insanın insanca yaşaması için gönderildiler ama bu insanların bu hayatta kendilerine lazım olacak ihtiyaçlarını da karşıladılar. Mesela yüz yıl önce yapılan eğitimde: Soru-Çiftçilerin piri kimdir? Cevap-Hz. Adem aleyhisselam. Soru-Terzilerin piri kim? Cevap-İdris aleyhisselam. Soru-Gemicilerin piri kim? Cevap-Nuh aleyhisselam. Soru-Cömertliğin piri kim? Cevap-İbrahim aleyhisselam. Soru-Marangozların piri kim? Cevap-Nuh aleyhisselam. Soru-Sanayinin piri kim? Cevap-Davud aleyhisselam. Soru-Doktorların piri kim? Cevap-Lokman aleyhisselam. Diye öğretilirdi. Kuş, iki kanadıyla uçtuğu gibi, insan da ten ve canıyla yaşar. Tenin gıdası sudan, topraktan, havadan, güneşten ve bunların birleşerek meydana getirdikleri maddelerden gelirken, can/ruhun gıdası da Rabbimizden, peygamberler aracılığıyla Kitaplar vasıtasıyla gelir. Tenin ihtiyaçları için yeme, içme, giyme, mesken, araçlar da çağa göre yeni icatlar durunca, tek kanatlı kuş gibi oluverdik ve yerimize çakıldık kaldık. Rabbimiz, yeryüzü, gökyüzü, güneş, ay, deniz, yıldız… yarattığı her şey için Kur’an’ında “ayet” dediği gibi, Kur’an’da iki durak arasındaki her cümle için de “ayet” demiştir. Tabiat ayetlerini keşfe, Kur’an ayetlerini tefsire devam edeceğiz ve onlarla yaşayacağız Biz, Rabbimizin kelamı olan Kur’an’ının kriterlerine göre hareket edersek, tabiatı keşif konusunda araştırmaları derinleştirirsek Batı boyunduruğundan kurtuluruz.  
Ekleme Tarihi: 28 Ekim 2024 - Pazartesi
Mahmut Toptaş

İslam ve teknoloji

İlk iletişim sesle, cennette Hazreti Adem ile Hazreti Havva arasında gerçekleşti.

Hazreti Adem’i de, Hazreti Havva’yı da, onların ses tellerini, sesini, ciğerini, dilini… yaratan Allah celle celalüh.

Bilgi, fikir, düşünce, nasihat, sevinç, kızgınlık gibi şeyleri, karşı tarafa iletmek için önce sese anlam yükleyen kelimeleri, inci gibi dizen aklı, yaratan Allah celle celalüh.

İnsan, incir çekirdeği kadar küçücük bir diskin içine, binlerce terabaytlık bilgiyi yüklemesini yapar ama yeni doğan çocuğunun içine bir miligramlık akıl koyamaz.

İlk insandan bu güne kadar, iletişim, çağın imkânlarıyla olmuştur ve hepsi kendi çağının en ileri teknolojisiydi.

Bağırmak, duman, güvercin, at, telgraf, telefon, dijital ve ileride gelecek olanları hayal bile edemiyoruz.

Yük taşımada, sırt, deve, at, katır, eşek, teker, at arabası, gemi, buharlı makineler, tren, kamyon uçak…

Bağıran boğazı, dili, dumanı, atı, telgrafı yapanı ve malzemeleri, buharı… Bunların hepsini yaratan Allah celle celalüh.

Akıl, ihtiyaç, merak, tecrübe… bunların hepsini yaratan Allah celle celalüh.

Teker bulunmasaydı kara taşıtları ve hava taşıtları yapılamazdı.

Bütün bilim adamları, birbirlerinin yaptıklarının üzerine ilavelerle yeni ufuklar açmışlardır.

“El elden üstündür.”

“Akıl akıldan üstündür.”

Osmanlı da padişah karşılamalarında devlet erkânı hep bir ağızdan: “Gururlanma padişahım, senden büyük Allah var” derlermiş.

Onun için Rabbimizin şu ayeti bütün dünya insanlarına duyurulmadır:

وَفَوْقَ كُلِّ ذِي عِلْمٍ عَلِيمٌ

“…Her ilim sahibinin üstünde, daha âlim biri vardır.” (Yusuf süresi ayet 12/76)

Bütün AR-GE’lerin, silikon vadilerinin, NASA’nın, Fakültelerin, Medreselerin, Spor tesislerinin… giriş kapısının üzerine bu ayet yazılsa yeridir.

Hatta ellerimizle yaptığımız bahçemize bile girerken,

وَلَوْلَا إِذْ دَخَلْتَ جَنَّتَكَ قُلْتَ مَا شَاءَ اللَّهُ لَا قُوَّةَ إِلَّا بِاللَّهِ إِنْ تَرَنِ أَنَا أَقَلَّ مِنْكَ مَالًا وَوَلَدًا

“Bahçene girdiğinde Maşallah Lâ Kuvvete illâ billâh Allah'ın dilediği olur. Allah'tan başka hiçbir kuvvet yoktur.” (Kehf süresi ayet 18/39) dememizi öğütler Rabbimiz.

Çünkü kara toprağın elmaya tatlı, limona ekşi, bibere acı verecek miligramlık terazisi ve aklı yok.

Peygamberlerin gönderilme gayesini bize anlatan ayetler, kulak kul olmamayı, yalnız Allah’a kul olmayı, kimsenin üstünde olmadığımızı, herkesin Allah’a kul olması gerektiğini ve yollarını öğretir.

Bir kul olan ve ölen George Washington yasaları, Bush, Biden, Truamp… gibi yönetici kulları üretir.

Onlar da, Gazze’de elli bine yakın Müslümanın ölmesi için silah ve para yardımı yaparlar, bir tane İsrailli öldürüldüğünde, baş sağlığı dilerler.

Peygamberlerin hepsi her insanın insanca yaşaması için gönderildiler ama bu insanların bu hayatta kendilerine lazım olacak ihtiyaçlarını da karşıladılar.

Mesela yüz yıl önce yapılan eğitimde:

Soru-Çiftçilerin piri kimdir?

Cevap-Hz. Adem aleyhisselam.

Soru-Terzilerin piri kim?

Cevap-İdris aleyhisselam.

Soru-Gemicilerin piri kim?

Cevap-Nuh aleyhisselam.

Soru-Cömertliğin piri kim?

Cevap-İbrahim aleyhisselam.

Soru-Marangozların piri kim?

Cevap-Nuh aleyhisselam.

Soru-Sanayinin piri kim?

Cevap-Davud aleyhisselam.

Soru-Doktorların piri kim?

Cevap-Lokman aleyhisselam.

Diye öğretilirdi.

Kuş, iki kanadıyla uçtuğu gibi, insan da ten ve canıyla yaşar.

Tenin gıdası sudan, topraktan, havadan, güneşten ve bunların birleşerek meydana getirdikleri maddelerden gelirken, can/ruhun gıdası da Rabbimizden, peygamberler aracılığıyla Kitaplar vasıtasıyla gelir.

Tenin ihtiyaçları için yeme, içme, giyme, mesken, araçlar da çağa göre yeni icatlar durunca, tek kanatlı kuş gibi oluverdik ve yerimize çakıldık kaldık.

Rabbimiz, yeryüzü, gökyüzü, güneş, ay, deniz, yıldız… yarattığı her şey için Kur’an’ında “ayet” dediği gibi, Kur’an’da iki durak arasındaki her cümle için de “ayet” demiştir.

Tabiat ayetlerini keşfe, Kur’an ayetlerini tefsire devam edeceğiz ve onlarla yaşayacağız

Biz, Rabbimizin kelamı olan Kur’an’ının kriterlerine göre hareket edersek, tabiatı keşif konusunda araştırmaları derinleştirirsek Batı boyunduruğundan kurtuluruz.

 
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergebze.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.