Uzunca zamandır iflas eden fikirlerine taraftar bulamıyorlar. Ama şeytanın esiri akılları rahat durmuyor. Günümüzün en muteber, izlenen yollarını kullanarak genç nesli, toplumu gayri ahlaki değerleriyle adeta bombardımana tabi tutuyorlar.
Son günlerde saldırıları arttı. Dizilerde toplumun maddi - manevi değerleri hedef tahtası. Rol yeteneğinden yoksun yaşları geçkin zibidiler genç güzel aktristlerle güya aşk filmleri çeviriyorlar. Hacı, hoca, müslüman takımı, başörtüsü hedefte. Her bölümde bir hınç. Yahu, güya RTÜK var. Bu kurum ne işe yarar bilemiyorum. Ceza yazıyor mu ?! Yazsada tahsil edebiliyormu.?
Acayip bir memleket olduk. Adalet tecelli etsin diye sabırla bekliyoruz. Seçimle işbaşına gelen iktidar, muktedir mi olmak istemiyor yoksa, malum cenahın güçlü derin yapılanması mı engelliyor, anlamak mümkün değil.
Arkadaş, mütedeyyin insanlar rahat bırakılmıyor. Tabi, sessiz çoğunluk yoğunu fırsat bilip fink atıyorlar. Yığınların hakkını ilgili kurumlar koruyacak. O kurumlar bu adaleti sağlamaları için var. İlla şu dizide manevi değerlere saldırılıyor demeye, şikayetlenip; Ahlanmaya, sızlanmaya gerek bırakılmamalı. Sonra bunun için ücret alıyorlar öyle değil mi ?
Malum TRT dizileri çok seviliyor. TRT dizi yapmayı - yaptırmayı öğrendi. Bu saldırgan kesime fırsat vermemeli. Bir de bişi dikkat çeker hal aldı. Kim toplumun maddi - manevi değerlerine hasım bir beyanat verirse; Bilin ki sermaye onu ya bir filmde oynatıyor, ya da bir ürünün reklamında kullanıyor. Ödüllendiriliyor yani. Öyle olunca paranın tılsımıyla zayıf sözde sanatçıları istedikleri gibi kullanıyorlar.
Üzülerek ifade edelim. İnançlı kesimde yaşadıklarından ders çıkarmıyor. Yazar çizer münevver kesim hakettiği kıymeti bulmuyor. Ortada iki üç güçlü kuruluşta onları perdeliyor. Eskiden kalemi güçlü yazar, şairlerimiz vardı. Bugünde var ama hakettikleri ilgiyi bulmuyorlar. Mütedeyyin kesimin izlediği bir çok kanal var. Hiç birinin doğru dürüst belgesel yapımı yok. Kültüre, sanata dair yatırımı yok. Varda biz mi bilmiyoruz. Bu tür yapıtlar para harcamak ister, istifçiliğe alışınca bunlar akla gelmiyor.
Bir kere şunu bilelim. Karşı mahalleyi kötüleyerek; Tu kaka naralarıyla bir yere varamazsınız. Elimizdeki, gönlümüzdeki hazineyi yeni nesle, topluma sunmalıyız. Sunmazsak; Sonra böyle yakınır dururuz. Öyle 25 - 30 sene iktidar olmak, iktidar kalmak, şunu yaptık bunu yaptık edebiyatıyla olmuyor. Toplumu kaybetmemek önemli.
Bir yanda garibanlığa mahkum ediliyoruz, diğer taraftan manevi tahribata uğratılıyoruz. Çaresiz izleyicimi kalalım, öyle mi isteniyor ? Bu mümkün değil Vesselam..