Mevlana; “Susuzun su için inlediği gibi, su da susuzluğunu gidereceği bir dudak arar” diyerek kâinatta var olan ahenge ve dengeye dikkat çekmektedir. Aslında herkes ve her şey birbiriyle ilintilidir. Biri diğerinin varlık sebebidir. Su arayan dudak olmazsa suyun bir anlamı, su olmazsa hayatın bir anlamı olmaz.
Erkek olmazsa kadının, kadın olmazsa erkeğin bir anlamı olmaz. Müslüman’ın olmadığı bir arz parçasında ezanın, spor müsabakalarının olmadığı yerde tezahüratın, öğrencinin olmadığı yerde öğretmenliğin ve hastanın olmadığı yerde doktorluğun bir anlamı olmaz. Birinin yekdiğerine ihtiyacı vardır. Bu, evrende dengeyi ve ahengi sağlar.
İnsanın iç uyumu
Karanlık olmadan aydınlığın, çirkinlik olmadan güzelliğin, “Çıkarcı Ben” bilinmeden, “Toplumsal Biz”i inşa etmenin, geçmişin sıkıntıları yaşanmadan geleceği sağlam temeller üzerine kurmanın ve bütün bu yaptıklarımızdan zevk almamız, haz almamız ve tat almamız mümkün değildir.
Hayat, biraz da paradokslar (çelişkiler) bütünüdür. Paradokslar arasındaki ilişkileri anlamak, zihinsel fonksiyonlarımızı bu alana yoğunlaştırarak, “zindan” gibi görünen birçok olayın ve olgunun aslında çok önemli anlam haritalarını önümüze seren fırsatlar olduğu anlaşılacaktır.
İnsanın iç dünyasında da bir ahenk söz konusudur. Erdemli insan, dengeli insandır. Denge; kafa, kalp ve beden uyumu (Koordinasyonu) dur. Akıl, kafanın bir fonksiyonudur. Sezgi, kalbin bir fonksiyonudur. İçgüdü ise bedenin bir fonksiyonudur.
İnsan “mikro” evrendir ve evren “makro” insandır. İnsanı fizyolojik, psikolojik, sosyolojik, anatomik bütün yönleriyle tanımak ve bu tanıma sonucunda her bir boyutun ihtiyaçlarını bu çerçevede karşılayarak tatmin etmek gerekmektedir. Örneğin, acıktığımızda yemek yeriz. Susadığımızda su içeriz. Böylece midenin taleplerini karşılayarak onu tatmin etmiş oluruz.
Alemin özü
İnsanoğlu sadece mideden oluşmuş bir varlık değildir. Aklı, kalbi, ruhu ve daha birçok organı vardır. Her bir organın beslendiği bir gıda vardır. Akıl ilimden, kalp iman ve irfandan, ruh ise manevi duygulardan beslenir.
Dolayısıyla, nasıl ki mideyi yeme ve içme ikna ve inşa ediyorsa; İlim aklı, irfan ve iman kalbi, manevi duygular da ruhu hem inşa eder, hem ikna eder, hem ihya eder.
Aklı, kalbi ve ruhu inşa, ikna ve ihya eden ilim, irfan-iman ve manevi duyguları kuşanarak “Biz merkezli” bir yaklaşımla, “benlik” zindanından kurtuluruz.
Bir evren hükmünde olan ve yaratılmışların en şereflisi, en onurlusu, en değerlisi, bir başka ifadeyle, “âlemin özü, özeti” olan insanın dengeli olması, hayati derecede önemlidir. Bu bağlamda, kafa- kalp- beden koordinasyonu dengeli, uyumlu bir hayat için ne kadar önemli ise akıl- sezgi- içgüdü koordinasyonu da o kadar önemlidir.
Bu altı kavram birer ordinattır. Koordinat kavramının orijinali, Co-Ordinat’tır. Yani, eş-ordinat demektir. Matematikte, iki boyutlu uzayda (XY-Düzleminde), X ve Y birer ordinat olup, bunlar eş ordinatlardır. Üç boyutlu uzayda (XYZ- uzayı), X, Y ve Z birer ordinat olup, bunlar eş ordinatlardır. Bu eş ordinatların oluşturdukları sisteme, sırası ile dik koordinat sistem (İki Boyutlu uzay) ve Üç boyutlu Uzay sistemidenir. İki- boyutlu, üç -boyutla ya da n-boyutlu uzaydaki her bir ordinatın yeri önemlidir. Biri eksik olursa sistem bozulur.
Her sistemin bir sistematik yapısı vardır. Varlık dünyasının tüm bileşenlerinde dengeyi görmek mümkündür. Örneğin, maddenin en küçük yapı taşı olan atomda üç parçacık vardır. Bunlar, proton, nötron ve elektrondur. Proton ve nötron çekirdeği oluşturur. Elektron da bu çekirdeğin etrafında döner. Elektron eksi (-) yüklü, proton ise artı (+) yüklüdür. Aynı yükler birbirlerini iterken, farklı yükler birbirlerini çekerler.
Elektron çekirdeğin etrafında dönerken, merkezkaç kuvvetle kaçmaya çalışır. Proton da merkezcil kuvvetle çekmeye çalışır. Elektronun dönme hareketi, merkezkaç kuvvetle merkezcil kuvvet arasında dengede kalır.
Muazzam kudret
Yapılan bir hesaplamaya göre, bir madeni lira içerisindeki atomlar birer damla su olursa, Marmara Denizi büyüklüğünde iki deniz oluşur. Atomun küçüklüğünü ve hareketini tasavvur edin ve proton- elektron- nötron arasındaki dengeyi düşünün. Atom, Güneş Sisteminin küçültülmüş halidir. Güneş Sistemi de Atomun büyütülmüş halidir.
Atomdaki sistematik yapı ve denge, aynı şekilde Güneş sisteminde mevcuttur. Varlık dünyasının tüm ögelerinde, aynı sistematik yapı ve denge vardır.
Dengeli insan için de kafa, kalp ve beden ordinatları arasında bir koordinasyonun olması, mutlak bir gereklilik olduğu gibi; akıl, sezgi ve içgüdü ordinatları arasında da bir koordinasyonun olması da hiç kuşkusuz o kadar önemlidir. Bu temel koordinatlar arasında sağlanan uyum, İç dünyasıyla, dış dünyasıyla ve evrenle uyumlu, dengeli ve erdemli insanın ortaya çıkmasını sağlar.
Erdemli insan aklı yok saymayan bir kalbe, imanı yok saymayan bir akla, düşünmeyi yok saymayan bir duyguya, duyguyu yok saymayan bir düşünceye sahip olan insandır. Böylece geleceğin mutlu ve müreffeh toplumunu inşa edecek olan dengeli- erdemli insanda olması gereken temel unsurlar, ortaya konmuş olmaktadır. Kısacası dengeli insan, varlığını oluşturan tüm maddi-manevi bileşenler arasında gerekli koordinasyonu sağlayan, çevresine her yönüyle örnek olan örnek insandır.