Merhum Prof Erbakan son yüzyılda yetişen ender siyasi bilimci, siyasetçi, ideolog, toplum bilimci teknokrat bir insandı. Dahada önemlisi liderdi.Tarftarları kadar rakipleride saygı gösterirdi. Herkesin hocasıydı.
Siyasi mücadelesindeki tutarlılığı, baskın karakteriyle liderliğinden emin ve asla yerini muhafaza kaygısı taşımadan kurmaylarına yol açan, mikrofonu uzatan, hatipler yetiştiren siyasi okul gibiydi. Ardında bir değil bir çok lider adayı, hatip bıraktı.
Döneminin şahsına münhasır kişilikti. Müslümanların sadece ülkelerini değil, Dünyayı idare etmeleri gerektiğini savundu. Gençlere çok önem veriyordu. Programlarında '' Önce Ahlak ve Maneviyat '' pankartının yanına '' Fetih Nesli '' ya da '' Fatih'in İstanbulu Fethettiği Yaştasın '' pankartlarını astırırdı. Genç hatipler ondan önce konuşur, hitabetlerini geliştirirlerdi. Her biri heyecanla, dikkatle dinlenirdi.
Rahmetli N. Erbakan Hoca'ya uygulanan 28 Şubat 1997 post modern darbesi sonrası siyaset sahnesine çıkanlar aynı yolu izlemediler, izleyemediler. Merhum Erbakan gibi pragmatik, kendisine güvenen bir lider olamadılar. Merhum Erbakan döneminde il başkanı olanlar yahut, hitabet yetenekleri olanlar parti toplantılarında, konferanslarda topluluklarla buluşturulur konuşma imkanları bulurlardı. Böylece çok sayıda hatip hitabetini geliştirerek Milli Görüş ideali daha çok insana aktarılırdı.
Günümüzde siyasete güven yok denecek kadar azdır. Çünkü, siyaset ikbal peşinde koşanların ön sıraları işgal edilmiş bir alandır. Düşünce, edebiyat, sanat, tarih, kültür, ideal vb kaygıları olanlar, yahut, donanımlı insanlar siyaset sahnesinde hitabet etme imkanı bulamıyorlar. Koltukları ellerinde tutanlar biliyorlar ki ehliyetli, liyakatli bir o kadarda hatip olanlar onların maskelerini düşürür hatta, liderliklerinden edebilirler.
Erbakan Hocamızı rahmetle anıyorum. Temenni edelim yaşamı, siyaseti, metodu örnek alınmaya devam edilir. Genç nesillerin buna ihtiyacı var. Geleceğe dair ümitliyiz. Rabbimiz ümitlerimizi boşa çıkarmasın İnşaallah. Vesselam..