birsan alüminyum
Hasan Karabulut
Köşe Yazarı
Hasan Karabulut
 

Bir hırkanın önemi

Çocuklarımız geleceğimizdir. Çalışan bir anne, dört yaşındaki çocuğunu, çok kaliteli bir yuvaya kaydettirmek ister. Anlaşmaya varılır.Çekleri imzalar. Biraz pahalı ama eksiksiz bir yuva olduğu için verdiği paranın önemi yoktur. Anaokulu öğretmeni hanım, çocuğu yarın yuvaya getirirken, anneye ait bir hırkanın da getirilmesini ister. Anne, “Hırkaya ne gerek var?” Öğretmen hanım: “Biz burada fiziki bütün araç ve gereçleri hazırladık. Çocuklara kuş sütü dahi verebiliyoruz ama anne kokusunu veremiyoruz.”  diye cevap verir. Peki, çocuklarınızın beynine neler verildiğini hiç merak eder misiniz? Elbisedeki lekeyi temizlemeniz mümkündür ama beynine bırakılan kir, çocuğun hortumcu, hırsız, kapkaççı, yağcı, yalaka, kiralık katil, organ taciri, kadın taciri, rüşvetçi, kötü bir insan ve Allah korusun, cehennemlik olmasına sebep olabilir. Anneler ve babalar! Şartlar nasıl olursa olsun çocuklarınızla aranızı açmayın. İlgiyi kesmeyin. Çocuğunuzla aranızdaki yaş farkı yirmi ise bu asla kapanmaz. Siz elli yaşına geldiğinizde çocuğunuz otuz yaşında olur ve sizden yirmi yaş küçüktür. Sizin sevginiz ana sütü gibi onun ruhi gelişimine yardımcı olmaya gıda vermeye devam edecektir. Çocuklarımızı tertemiz yetiştirelim. Geleceğinin sadece dünyadan oluşmadığını aklımızdan çıkarmayalım. İstikbalimizin, cennette son bulacağını oraya kadar yarış yapması gerektiğini öğretelim. Güneşte bile durmasına razı olmadığımız, yüzüne konan sineği kovaladığımız yavrularımızı cehenneme göre yetiştirmeyelim. Tertemiz beyinlerle, haram yemeyen midelerle, yumurcak ellerle İslam’a sarılalım.  *** Yakup Aleyhisselâm, Yusuf’unun  yokluğunda üzüntüden gözlerini kaybetmişken! (Yusuf süresi ayet 84) Ümidini kesmez ve aramaya devam eder. Bir gün yanındakilere “ Şüphesiz ben Yusuf’un kokusunu duyuyorum” der. (Yusuf 94) ve Yusuf’un gömleği kendisine getirildiğinde gözleri açılır. Çocuğu kaybolan anne ve babaların örnek alacağı kişi, Yakub peygamberdir. Son peygamberimiz iki cihan güneşi Hz. Muhammed (SAV). Anne ve babasız büyümüştü, unutmayalım. Kaybolup gitmek sadece görünmez olmak değildir. İslam fıtratı üzerine yaratılan bütün dünya çocukları eğer eğitim yoluyla inkârcı olarak yetiştirilirlerse onlarda yoldan çıkarılmış, saptırılmış  ve kaybolmuş çocuk sayılırlar. *** Bütün çocukların öğreticileri, eğitmenleri, berberleri, terzileri, bakkalları, komşuları, anneleri, babaları, ileride çocukların davranışını yönlendirmektedirler. Allah’ı tanıtmadan kimya ilmini öğrettiğimiz çocuklar o ilim sayesinde el bombaları, tahrip kalıpları, füzeler yapıp insanları yakıyor, yıkıyor, dünyamıza zarar veriyorlar. Binlerce yıl önce Peygamberlerini öldüren, öldürmeye teşebbüs eden insanlar vardı. İşte öylesi zamanlardan birinde Zekeriyya aleyhisselâm Rabbine dua ediyor ve Allah’a kul olacak, kendi görevini devam ettirecek, Yakup (s.a.v.) oğullarına varis olacak bir çocuk istiyor. (Meryem süresi ayet 6) Bizler de dualarımızda çocuklarımızı unutmayalım. İyi bir gelecek isterken ahiret yaşantımızı da dualarımıza katalım. Okulda her gün çocuğunuzun üzerine mürekkep damlatarak elbisesini kirletse okula gider ve durumu önce çocuğunuzla sonra öğretmenle görüşür, sonra da müdüre durumu bildirirsiniz. Çocuğunuzun beslenmesine dikkat ederek; et, süt, sebze, meyve gibi tabii gıdalar veriyor, sun’i/sanal gıdalar vermiyorsunuz. Hal bu ki tabii et, süt, sebze, meyve Hz. Adem’le Hz. Havva’nın sofrasında da vardı. Peki ne tür fikirlerle yetiştirildiğini, televizyondan internet oyunlarından çocuğunuzun beyninin nasıl doldurulduğunu biliyor musunuz? Çocuklarımızın ruhi gıdalarını  verirken de fıtri olanını bozmamaya dikkat edelim. Sun’i/sanal/yapmacık fikirlerle çocuğun fıtratını bozarsak terörist, anarşist, hırsız, soyguncu, köşe dönücü oluverir. Çocuklarımızın üzerlerine toz konmasına razı olmazken beyinlerine de kir kondurmayalım. Dikkat edelim. Çocuklarımızı kullanım kılavuzumuz olan Kur’ana göre yetiştirelim. Önümüzdeki yaz aylarında bayram bitiminde çocuklarımızın tatil yapmasına, sportif faaliyetlerde bulunmasına, güvendiğiniz ahlak ve maneviyat eğitimi de alabileceği Kur’an Kurslarına gitmelerini ve dört mevsim buna devam etmelerini sağlayalım.
Ekleme Tarihi: 25 Haziran 2024 - Salı
Hasan Karabulut

Bir hırkanın önemi

Çocuklarımız geleceğimizdir.
Çalışan bir anne, dört yaşındaki çocuğunu, çok kaliteli bir yuvaya kaydettirmek ister.

Anlaşmaya varılır.Çekleri imzalar. Biraz pahalı ama eksiksiz bir yuva olduğu için verdiği paranın önemi yoktur.
Anaokulu öğretmeni hanım, çocuğu yarın yuvaya getirirken, anneye ait bir hırkanın da getirilmesini ister.

Anne, “Hırkaya ne gerek var?” Öğretmen hanım: “Biz burada fiziki bütün araç ve gereçleri hazırladık. Çocuklara kuş sütü dahi verebiliyoruz ama anne kokusunu veremiyoruz.”  diye cevap verir.

Peki, çocuklarınızın beynine neler verildiğini hiç merak eder misiniz? Elbisedeki lekeyi temizlemeniz mümkündür ama beynine bırakılan kir, çocuğun hortumcu, hırsız, kapkaççı, yağcı, yalaka, kiralık katil, organ taciri, kadın taciri, rüşvetçi, kötü bir insan ve Allah korusun, cehennemlik olmasına sebep olabilir.
Anneler ve babalar! Şartlar nasıl olursa olsun çocuklarınızla aranızı açmayın. İlgiyi kesmeyin. Çocuğunuzla aranızdaki yaş farkı yirmi ise bu asla kapanmaz. Siz elli yaşına geldiğinizde çocuğunuz otuz yaşında olur ve sizden yirmi yaş küçüktür. Sizin sevginiz ana sütü gibi onun ruhi gelişimine yardımcı olmaya gıda vermeye devam edecektir. Çocuklarımızı tertemiz yetiştirelim. Geleceğinin sadece dünyadan oluşmadığını aklımızdan çıkarmayalım. İstikbalimizin, cennette son bulacağını oraya kadar yarış yapması gerektiğini öğretelim. Güneşte bile durmasına razı olmadığımız, yüzüne konan sineği kovaladığımız yavrularımızı cehenneme göre yetiştirmeyelim.

Tertemiz beyinlerle, haram yemeyen midelerle, yumurcak ellerle İslam’a sarılalım. 

***

Yakup Aleyhisselâm, Yusuf’unun  yokluğunda üzüntüden gözlerini kaybetmişken! (Yusuf süresi ayet 84) Ümidini kesmez ve aramaya devam eder. Bir gün yanındakilere “ Şüphesiz ben Yusuf’un kokusunu duyuyorum” der. (Yusuf 94) ve Yusuf’un gömleği kendisine getirildiğinde gözleri açılır. Çocuğu kaybolan anne ve babaların örnek alacağı kişi, Yakub peygamberdir. Son peygamberimiz iki cihan güneşi Hz. Muhammed (SAV). Anne ve babasız büyümüştü, unutmayalım. Kaybolup gitmek sadece görünmez olmak değildir. İslam fıtratı üzerine yaratılan bütün dünya çocukları eğer eğitim yoluyla inkârcı olarak yetiştirilirlerse onlarda yoldan çıkarılmış, saptırılmış  ve kaybolmuş çocuk sayılırlar.

***

Bütün çocukların öğreticileri, eğitmenleri, berberleri, terzileri, bakkalları, komşuları, anneleri, babaları, ileride çocukların davranışını yönlendirmektedirler. Allah’ı tanıtmadan kimya ilmini öğrettiğimiz çocuklar o ilim sayesinde el bombaları, tahrip kalıpları, füzeler yapıp insanları yakıyor, yıkıyor, dünyamıza zarar veriyorlar.

Binlerce yıl önce Peygamberlerini öldüren, öldürmeye teşebbüs eden insanlar vardı. İşte öylesi zamanlardan birinde Zekeriyya aleyhisselâm Rabbine dua ediyor ve Allah’a kul olacak, kendi görevini devam ettirecek, Yakup (s.a.v.) oğullarına varis olacak bir çocuk istiyor. (Meryem süresi ayet 6)

Bizler de dualarımızda çocuklarımızı unutmayalım. İyi bir gelecek isterken ahiret yaşantımızı da dualarımıza katalım.

Okulda her gün çocuğunuzun üzerine mürekkep damlatarak elbisesini kirletse okula gider ve durumu önce çocuğunuzla sonra öğretmenle görüşür, sonra da müdüre durumu bildirirsiniz.
Çocuğunuzun beslenmesine dikkat ederek; et, süt, sebze, meyve gibi tabii gıdalar veriyor, sun’i/sanal gıdalar vermiyorsunuz. Hal bu ki tabii et, süt, sebze, meyve Hz. Adem’le Hz. Havva’nın sofrasında da vardı.

Peki ne tür fikirlerle yetiştirildiğini, televizyondan internet oyunlarından çocuğunuzun beyninin nasıl doldurulduğunu biliyor musunuz? Çocuklarımızın ruhi gıdalarını  verirken de fıtri olanını bozmamaya dikkat edelim. Sun’i/sanal/yapmacık fikirlerle çocuğun fıtratını bozarsak terörist, anarşist, hırsız, soyguncu, köşe dönücü oluverir.

Çocuklarımızın üzerlerine toz konmasına razı olmazken beyinlerine de kir kondurmayalım.

Dikkat edelim.
Çocuklarımızı kullanım kılavuzumuz olan Kur’ana göre yetiştirelim.
Önümüzdeki yaz aylarında bayram bitiminde çocuklarımızın tatil yapmasına, sportif faaliyetlerde bulunmasına, güvendiğiniz ahlak ve maneviyat eğitimi de alabileceği Kur’an Kurslarına gitmelerini ve dört mevsim buna devam etmelerini sağlayalım.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergebze.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.