birsan alüminyum
Hasan Karabulut
Köşe Yazarı
Hasan Karabulut
 

Çakıl Taşları

2. Mehmet çocuk denilecek yaşta padişah olmuştu. Bazı paşalar kendisini padişah yapan babası Sultan 2. Murat Han’a sitem etmişlerdi. Hatta sitemleri yeni padişaha da devam edegeldi. Gün geldi çocuk muamelesi yaptılar gün geldi kulis. Tepkisini ileri seviyelere, hainliğe kadar taşıyanlara şahit oldu tarih sayfaları. O günlerde bizans “Kurt” lakaplı 2. Murat Han’ın padişahlığı devretmiş olmasını fırsat bildi ve Osmanlı’nın üzerine gitmek için hazırlık yaptılar. İstihbaratı alan genç padişah kolları sıvadı. İlk olarak babası ile iletişime geçmeyi yeğledi. Baktı ki çağrısı bir karşılık bulmuyor aldı kalemi kağıdı eline. Paşalara en güzel cevabı veriyordu adeta babasına yazdığı mektupla Sultan 2. Mehmet! Mektubunda, Bizans’ın rahat durmamasından dolayı padişah babasını tekrar göreve davet ediyordu. Babası 2. Murat Han’ın “padişah sensin gereğini yap” cevabına ise; -“eğer padişah sen isen gel işinin başına, yok bensem emrediyorum geç ordunun başına” diyerek üstün meziyetini sergiliyordu. Babası Sultan 2. Murat Han oğlunun mektubunu kocaaa paşalarla beraber okuduğunda padişahlık makamını ehline teslim ettiğine şahit olmuştu/olmuşlardı. Amma velakin genç padişahın paşalarla işi henüz bitmemiş, mücadelesi İstanbul Kuşatması esnasında da devam edecekti. Paşalardan bazıları da hala fikrini değiştirmemiş idi. Haçlı donanmasının zinciri aşarak Haliç’e girmesine fırsat veren daha evvel kendisiyle kafası uyuşmayan ismini es geçeceğim paşayı görevinden azat fırsatını pek yerinde kullanmıştı, 2. Mehmet Han. Kendisine karşı olanlara bir derste gemileri karadan Haliç’e indirerek vermişti, genç padişah. Ardından da orta çağı kapatıp yeni çağı başlattığı Bizansın fethini gerçekleştirdi…   *** Daha evvel Bursa’da yaşanmış tarihi bir olayı örnek vermek istiyorum tam da burada! Bir çoğumuz bu hikayeyi duymuşuzdur. Emir Sultan Hazretleri rüyasında Yıldırım Beyazıt Han’ın kızı ile peygamber efendimiz (sav) tarafından nikahlanır. Aynı rüyayı gelin hanım da görür ve annesiyle paylaşır. Daha sonra Sultan’ın da haberi olur. Sultan damat ile görüşmek ister. Kısa geçelim, Padişah “Sultan kızına talipsin, mihir ne hazırladın”der damat adayına. –“Bir gurup askerini benimle gönder mihri göndereyim Sultanım.“   Rivayete göre, Emir Sultan Hazretleri askerlerle birlikte Nilüfer deresine gelirler. Etrafındaki askerlere,“Heybelerinize bu çakıl taşlarını doldurun, isteyen kendisi için de alsın” buyurur.   Askerler heybeleri doldurur, bir kısmı kendisi için de alır, kimisi aldıklarının birazını yolda boşaltır, tamamını boşaltanlar olur, bazı askerler hiç almaz, hep beraber Sultanın huzuruna gelirler. Heybelere doldurdukları çakıl taşlarını huzurda yere boşaltırlar.  Ve heybelerden çil çil altınlar dökülüverir yere… Emir Sultan Hazretleri’nin değeri aleni görülüverir. Öyle ya Allah için yaratmada çakıl taşıyla altın arasında bir fark yok. Allah, “ol” der oluverir. Emir Sultan bunu biliyordu. Evet çakıl taşları altın olmuştu. Almayanlar bir pişman göreceksiniz. Kesinlikle görmelisiniz manzarayı! Alıp da yolda bırakanlar bin pişman ki bilemezsiniz. Söylenene uyanlar ise filmlerdeki gibi mutlu sona ulaşmışlar.   *** Biz günümüze gündemimize dönelim hep birlikte.  Merhum Necmettin Erbakan Hoca’dan sonra Erbakan ailesine akla hayale sığmayacak iftiralar atıldı. Fatih Erbakan’a yanında yakınında bulunan bir kesimden de aynı 2. Mehmet‘e yapılanın benzeri bir muamele… Fatih Erbakan, elbette 2. Mehmet’in yaptıklarıyla da bir benzerlik gösterecektir. Tarih sayfalarında bu yer alacaktır. Siyasi arenaya girdikten sonra izlediği metod böyle kutlu bir yolda olduğuna işarettir. Fatih Erbakan, merhum Erbakan Hocamızdan aldığı eğitim ve donanımla Milli Görüş kriterleriyle doğru bildiği adımları atmaya devam ediyor. Tırnaklarıyla kazıyarak ilerliyor. Aynı Erbakan Hocamız gibi!   *** Fatih Erbakan ile yol yürüyen, yürürken ayrılan, hiç yol yürümeyi düşünmeyenlere gelince. Ya çakıl taşlarını doldurdular, (ahde vefa ettiler) veya çakıl taşlarını yolda ceplerinden doldurmuşken boşalttılar (birlikteyken ayrıldılar), ya da hiç doldurmadılar. (karşı düşüncede oldular)   Günü geldiğinde! Çakıl taşları altın olunca! Hikayemizdeki gibi halleri görülmeli hepsinin.   Herkes ne demek istediğimizi vicdanı ile yaptığı muhasebe neticesinde anlayacak ama! Çakıl Taşları altın olduğunda hiç şüphesiz Fatih Erbakan’ın kıymeti ortaya çıkmış olacak. Bazı olayların yaşanması gerekiyor vesselam…
Ekleme Tarihi: 09 Eylül 2024 - Pazartesi
Hasan Karabulut

Çakıl Taşları

2. Mehmet çocuk denilecek yaşta padişah olmuştu.

Bazı paşalar kendisini padişah yapan babası Sultan 2. Murat Han’a sitem etmişlerdi.

Hatta sitemleri yeni padişaha da devam edegeldi.

Gün geldi çocuk muamelesi yaptılar gün geldi kulis.

Tepkisini ileri seviyelere, hainliğe kadar taşıyanlara şahit oldu tarih sayfaları.

O günlerde bizan“Kurt” lakaplı 2. Murat Han’ın padişahlığı devretmiş olmasını fırsat bildi ve Osmanlı’nın üzerine gitmek için hazırlık yaptılar. İstihbaratı alan genç padişah kolları sıvadı. İlk olarak babası ile iletişime geçmeyi yeğledi. Baktı ki çağrısı bir karşılık bulmuyor aldı kalemi kağıdı eline.

Paşalara en güzel cevabı veriyordu adeta babasına yazdığı mektupla Sultan 2. Mehmet!

Mektubunda, Bizans’ın rahat durmamasından dolayı padişah babasını tekrar göreve davet ediyordu.

Babası 2. Murat Han’ın “padişah sensin gereğini yap” cevabına ise; -“eğer padişah sen isen gel işinin başına, yok bensem emrediyorum geç ordunun başına” diyerek üstün meziyetini sergiliyordu.

Babası Sultan 2. Murat Han oğlunun mektubunu kocaaa paşalarla beraber okuduğunda padişahlık makamını ehline teslim ettiğine şahit olmuştu/olmuşlardı.

Amma velakin genç padişahın paşalarla işi henüz bitmemiş, mücadelesi İstanbul Kuşatması esnasında da devam edecektiPaşalardan bazıları da hala fikrini değiştirmemiş idi. Haçlı donanmasının zinciri aşarak Haliç’e girmesine fırsat veren daha evvel kendisiyle kafası uyuşmayan ismini es geçeceğim paşayı görevinden azat fırsatını pek yerinde kullanmıştı, 2. Mehmet Han.

Kendisine karşı olanlara bir derste gemileri karadan Haliç’e indirerek vermişti, genç padişah.

Ardından da orta çağı kapatıp yeni çağı başlattığı Bizansın fethini gerçekleştirdi…

 

***

Daha evvel Bursa’da yaşanmış tarihi bir olayı örnek vermek istiyorum tam da burada!

Bir çoğumuz bu hikayeyi duymuşuzdur.

Emir Sultan Hazretleri rüyasında Yıldırım Beyazıt Han’ın kızı ile peygamber efendimiz (sav) tarafından nikahlanır. Aynı rüyayı gelin hanım da görür ve annesiyle paylaşır. Daha sonra Sultan’ın da haberi olur. Sultan damat ile görüşmek ister. Kısa geçelim, Padişah “Sultan kızına talipsin, mihir ne hazırladın”der damat adayına. –“Bir gurup askerini benimle gönder mihri göndereyim Sultanım.

 

Rivayete göre, Emir Sultan Hazretleri askerlerle birlikte Nilüfer deresine gelirler. Etrafındaki askerlere,“Heybelerinize bu çakıl taşlarını doldurun, isteyen kendisi için de alsın” buyurur.

 

Askerler heybeleri doldurur, bir kısmı kendisi için de alır, kimisi aldıklarının birazını yolda boşaltır, tamamını boşaltanlar olur, bazı askerler hiç almaz, hep beraber Sultanın huzuruna gelirler.

Heybelere doldurdukları çakıl taşlarını huzurda yere boşaltırlar. 

Ve heybelerden çil çil altınlar dökülüverir yere…

Emir Sultan Hazretleri’nin değeri aleni görülüverir.

Öyle ya Allah için yaratmada çakıl taşıyla altın arasında bir fark yok.

Allah, “ol” der oluverir.

Emir Sultan bunu biliyordu.

Evet çakıl taşları altın olmuştu.

Almayanlar bir pişman göreceksiniz.

Kesinlikle görmelisiniz manzarayı!

Alıp dyolda bırakanlar bin pişman ki bilemezsiniz.

Söylenene uyanlar ise filmlerdeki gibi mutlu sona ulaşmışlar.

 

***

Biz günümüze gündemimize dönelim hep birlikte. 

Merhum Necmettin Erbakan Hoca’dan sonra Erbakan ailesine akla hayale sığmayacak iftiralar atıldı.

Fatih Erbakan’a yanında yakınında bulunan bir kesimden de aynı 2. Mehmet‘e yapılanın benzeri bir muamele…

Fatih Erbakan, elbette 2. Mehmet’in yaptıklarıyla da bir benzerlik gösterecektir. Tarih sayfalarında bu yer alacaktır.

Siyasi arenaya girdikten sonra izlediği metod böyle kutlu bir yolda olduğuna işarettir.

Fatih Erbakan, merhum Erbakan Hocamızdan aldığı eğitim ve donanımla Milli Görüş kriterleriyle doğru bildiği adımları atmaya devam ediyor.

Tırnaklarıyla kazıyarak ilerliyor.

Aynı Erbakan Hocamız gibi!

 

***

Fatih Erbakan ile yol yürüyen, yürürken ayrılan, hiç yol yürümeyi düşünmeyenlere gelince.

Yçakıl taşlarını doldurdular, (ahde vefa ettiler) veya çakıl taşlarını yolda ceplerinden doldurmuşken boşalttılar (birlikteyken ayrıldılar), ya da hiç doldurmadılar. (karşı düşüncede oldular)

 

Günü geldiğinde!

Çakıl taşları altın olunca!

Hikayemizdeki gibi halleri görülmeli hepsinin.  

Herkes ne demek istediğimizi vicdanı ile yaptığı muhasebe neticesinde anlayacak ama!

Çakıl Taşları altın olduğunda hiç şüphesiz Fatih Erbakan’ın kıymeti ortaya çıkmış olacak.

Bazı olayların yaşanması gerekiyor vesselam…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergebze.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.