birsan alüminyum
Mahmut Toptaş
Köşe Yazarı
Mahmut Toptaş
 

Devlet psikolojisi

Devlet, aynı gayeye ulaşmak veya aynı çıkarları elde etmek için bir araya gelmiş insanlar tarafından idare edildiklerinden, devletlerin de karma halet-i ruhiyyesi/psikolojisi olur. Sanatından siyasetine kadar her yerde bu karma psikolojinin etkisi görülebilir. Şaşkın sanat, şaşkın siyasetin esiri ve eseri olduğu gibi, şaşkın siyasetin de şaşkın sanatı olur. Divan Edebiyatı, Tanzimat, Servet-i Fünun, Fecr-i Ati,  Yedi Meşaleciler… gibi her dönemin politikası olduğu gibi, her dönemin sanatçısı da beraberinde olur. Köydeki baba, şehre gelince babalığında olumlu veya olumsuz değişikler olduğu gibi, rejimlerin değişimiyle toplum da değişir. İslam ise önce toplumun değişmesini teklif eder. “Bir toplum kendisini değiştirmedikçe Allah, onları değiştirmez. Bir topluma (kötülükleri sebebiyle) azap istedi mi onu geri çevirecek yoktur. Onlar için Allah'tan başka yardımcı dost da yoktur.” (Rum süresi ayet 13/11, Bak, Enfal 53, En’am 129) Başkalarına sözümüz geçmese de evimizin içindekilerden sorumluyuz. Anneler ve babalar, çocuğumuza kendi gözümüzü veremediğimiz gibi, görüşümüzü de dikte ettirmeyelim. Bize ve çocuklarımıza göz veren Allah celle celalühün ayetleriyle hayatı tanımasına imkân sağlayalım. Zaruret anında, ilim ilerlediğinde, göz nakli gerektiğinde, nakil yapılan ciğerin, takıldığı yerde hep eğreti durduğu gibi takma göz de hep eğreti duracaktır. Yüz yıl önce bize takılan ve o zamanın aklına göre olan kanunlar, hâlâ eğreti durmakta ve toplumda huzursuzluk kaynağı olmaya devam etmektedir. Onun içindir ki Sevgili Peygamberimize ilk on üç yılda nazil olan ayetlerle o toplumu ilahi vahiyle, Kur’an ayetleri ile  eğitmeye çalışmıştır. Yüz yıl öncesinin aklına uyulunca, yüz yıl sonra gardiyan sayısı, profesör sayısından fazla olmuştur. Tabii ki, bu tür ülkelerde yalnız yöneticileri tenkit etmek sorunu çözmez. Çünkü o yönetici de bir zamanlar yönetilen idi. Bazı bakanların Yüce Divan’da yolsuzluk nedeniyle yargılandığı günlerde, bir araştırma kurumunun yaptığı bir anket yayımlamıştı. “Hortumcu olmak ister misiniz?” sorusuna halkımızın yüzde seksene yakını “Hayır” cevabını vermiş. “Kızını, hortumcunun oğluna gelin olarak verir misin?” sorusuna aynı adamlar aynı oranda “Evet” diyorlar. “Oğluna, hortumcunun kızını alır mısın” sorusuna da yüzde seksen dolayında “Evet” diyorlar. “Yolsuzluk yaptı” diye partisinden atılan birinin, yine aynı partiden aday olmasında asıl etken onu aday yapan yetkililer değildir. O yetkililer, kendilerine oy verenlerin iç dünyasını bildikleri için endişeleri yoktur. “Seçim” kelimesinin yerine  “İntihap” kelimesinin kullanıldığı zamanlarda, milletvekilinin yolsuzluklar yaptığını, sarhoş olduğunu dillerine dolayan halka o milletvekili meydan konuşması yaparken “Siz, müntehıbsınız (yani seçmensiniz), Ben ise müntehabım (yani seçilen). Bu kelimenin kökü “Nuhbe”dir. “Öz” manasına gelir, “Kaymak” anlamına gelir. Siz, katransanız, ben katran kaymağıyım, Siz, süt iseniz ben de süt kaymağıyım” demiş. Sevgili peygamberimiz de: “Amelleriniz/işleriniz, sizin yöneticilerinizdir” buyurmuş. Bir başka  hadisinde  ise: “Nasılsanız öyle idare olunursunuz.” buyurmuş. (Beyhaki, Şuabu’l İman, 6/22, Hadis No: 7391, Taberani’den naklen Keşf-ül hafa 2/127) Bu iki hadisi bize rivayet eden Hasan-ı Basri’dir. Bir adamın Haccac-ı zalimin aleyhinde  dua ettiğini  görünce Hasan-ı Basri: “Öyle dua yapma. Siz birbirinizin aynısınız. Birbirinizden geldiniz. Eğer Haccac, görevden alınır veya ölürse maymunlar veya hınzırlar yöneticiniz olur” dedikten sonra yukarıdaki hadisleri rivayet eder. “Hadisin senedi zayıfmış” derseniz buyurun ayet-i kerimeyi okuyunuz: “İşte böyle yapmaları sebebi ile, zalimlerin bir kısmını diğerinin üzerine yönetici musallat ederiz.” (En’am süresi ayet 129, ayrıca bak, Enfal 8/53).
Ekleme Tarihi: 23 Aralık 2024 - Pazartesi
Mahmut Toptaş

Devlet psikolojisi

Devlet, aynı gayeye ulaşmak veya aynı çıkarları elde etmek için bir araya gelmiş insanlar tarafından idare edildiklerinden, devletlerin de karma halet-i ruhiyyesi/psikolojisi olur.

Sanatından siyasetine kadar her yerde bu karma psikolojinin etkisi görülebilir.

Şaşkın sanat, şaşkın siyasetin esiri ve eseri olduğu gibi, şaşkın siyasetin de şaşkın sanatı olur.

Divan Edebiyatı, Tanzimat, Servet-i Fünun, Fecr-i Ati,  Yedi Meşaleciler… gibi her dönemin politikası olduğu gibi, her dönemin sanatçısı da beraberinde olur.

Köydeki baba, şehre gelince babalığında olumlu veya olumsuz değişikler olduğu gibi, rejimlerin değişimiyle toplum da değişir.

İslam ise önce toplumun değişmesini teklif eder.

“Bir toplum kendisini değiştirmedikçe Allah, onları değiştirmez. Bir topluma (kötülükleri sebebiyle) azap istedi mi onu geri çevirecek yoktur. Onlar için Allah'tan başka yardımcı dost da yoktur.” (Rum süresi ayet 13/11, Bak, Enfal 53, En’am 129)

Başkalarına sözümüz geçmese de evimizin içindekilerden sorumluyuz.

Anneler ve babalar, çocuğumuza kendi gözümüzü veremediğimiz gibi, görüşümüzü de dikte ettirmeyelim.

Bize ve çocuklarımıza göz veren Allah celle celalühün ayetleriyle hayatı tanımasına imkân sağlayalım.

Zaruret anında, ilim ilerlediğinde, göz nakli gerektiğinde, nakil yapılan ciğerin, takıldığı yerde hep eğreti durduğu gibi takma göz de hep eğreti duracaktır.

Yüz yıl önce bize takılan ve o zamanın aklına göre olan kanunlar, hâlâ eğreti durmakta ve toplumda huzursuzluk kaynağı olmaya devam etmektedir.

Onun içindir ki Sevgili Peygamberimize ilk on üç yılda nazil olan ayetlerle o toplumu ilahi vahiyle, Kur’an ayetleri ile  eğitmeye çalışmıştır.

Yüz yıl öncesinin aklına uyulunca, yüz yıl sonra gardiyan sayısı, profesör sayısından fazla olmuştur.

Tabii ki, bu tür ülkelerde yalnız yöneticileri tenkit etmek sorunu çözmez.

Çünkü o yönetici de bir zamanlar yönetilen idi.

Bazı bakanların Yüce Divan’da yolsuzluk nedeniyle yargılandığı günlerde, bir araştırma kurumunun yaptığı bir anket yayımlamıştı.

“Hortumcu olmak ister misiniz?” sorusuna halkımızın yüzde seksene yakını “Hayır” cevabını vermiş.

“Kızını, hortumcunun oğluna gelin olarak verir misin?” sorusuna aynı adamlar aynı oranda “Evet” diyorlar.

“Oğluna, hortumcunun kızını alır mısın” sorusuna da yüzde seksen dolayında “Evet” diyorlar.

“Yolsuzluk yaptı” diye partisinden atılan birinin, yine aynı partiden aday olmasında asıl etken onu aday yapan yetkililer değildir.

O yetkililer, kendilerine oy verenlerin iç dünyasını bildikleri için endişeleri yoktur.

“Seçim” kelimesinin yerine  “İntihap” kelimesinin kullanıldığı zamanlarda, milletvekilinin yolsuzluklar yaptığını, sarhoş olduğunu dillerine dolayan halka o milletvekili meydan konuşması yaparken “Siz, müntehıbsınız (yani seçmensiniz),

Ben ise müntehabım (yani seçilen).

Bu kelimenin kökü “Nuhbe”dir. “Öz” manasına gelir, “Kaymak” anlamına gelir.

Siz, katransanız, ben katran kaymağıyım,

Siz, süt iseniz ben de süt kaymağıyım” demiş.

Sevgili peygamberimiz de:

“Amelleriniz/işleriniz, sizin yöneticilerinizdir” buyurmuş. Bir başka  hadisinde  ise:

“Nasılsanız öyle idare olunursunuz.” buyurmuş. (Beyhaki, Şuabu’l İman, 6/22, Hadis No: 7391, Taberani’den naklen Keşf-ül hafa 2/127)

Bu iki hadisi bize rivayet eden Hasan-ı Basri’dir.

Bir adamın Haccac-ı zalimin aleyhinde  dua ettiğini  görünce Hasan-ı Basri: “Öyle dua yapma. Siz birbirinizin aynısınız. Birbirinizden geldiniz.

Eğer Haccac, görevden alınır veya ölürse maymunlar veya hınzırlar yöneticiniz olur” dedikten sonra yukarıdaki hadisleri rivayet eder.

“Hadisin senedi zayıfmış” derseniz buyurun ayet-i kerimeyi okuyunuz:

“İşte böyle yapmaları sebebi ile, zalimlerin bir kısmını diğerinin üzerine yönetici musallat ederiz.” (En’am süresi ayet 129, ayrıca bak, Enfal 8/53).

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergebze.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.