İslam’ı tebliğ için internette, derslerinde, vaazlarında konferanslarında sözünün, savının, davasının… doğruluğunu ispat için kendi sözüne ayet veya hadis süsü veren kardeşlerimin çok çok dikkat etmelerini çok rica ediyorum.
On kişilik bir ev sohbetinde adının başında prof. da olan, çok yetkili bir yerde de bulunan, İslami ilimlerle de hiç yolu kesişmeyen biri, yarım saatlik zaman içinde seri üretim yapan makineler gibi onun üzerinde yalanını “hadis” diyerek yutturuverdi.
“Bunların hiçbiri hadis değil” dediğimde “Ama hocam, ben fakültede öğrencilerime böyle diyerek İslam’a ısındırıyorum” deyince, “İslam’ın yalana ihtiyacı yok, konuşacağın konuda ayet ve hadisi kaynağıyla beraber biliyorsan söyle, yoksa sus” dedikten sonra sohbetin tadı kaçtı.
Demek ki yalanın da kendine göre bir tadı varmış.
Yalanla gelen, dolanla gider.
Cuma günü, imamın hutbesini dikkatle dinleyiniz.
Ayet-i kerimeyi okuduktan sonra “Sadekallahülazıym/Allah doğru söyledi” dedikten sonra hadis-i şerifi okur arkasından, “Sadaka Rasülüllah fi ma kale, ev kema kale/Allah’ın elçisi bu veya buna benzer şekilde söylediğinde doğru söyledi” der.
“Bu veya buna benzer” çok önemli bir cümle.
عَنِ ابْنِ عَوْفٍ ، قَالَ : كَانَ أَنَسٌ قَلِيلُ الْحَدِيثِ عَنْ رَسُولِ اللهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ ، وَكَانَ إِذَا حَدَّثَ عَنْ رَسُولِ اللهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ ، قَالَ : أَوْ كَمَا قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ.
Çocukken Allah Rasülü’nün yanına gelen ve Hazreti Hasan ve Hüseyin’le beraber büyüyen, hep Allah Rasülü’nün yanında bulunan Enes bin Malik, az hadis rivayet edenlerdendi. Rivayet ettiği hadisten sonra da, “Bu veya buna benzer şekilde söyledi” diyerek sözünü bitirdiği için, Enes’in bu tedbiri hâlâ devam ediyor. Allah hepsinden razı olsun. (Hakim, Müstedrek, K. Ma’rifetü’s-Sahabe, hadis no: 6456, İbni Mace, Sünen, K. Ebvabü’s-Sünnet, bab 3, Ahmet, Müsned, Enes bin Malik hadisi)
Günümüzde bazı konuşmacıların buna dikkat ettiklerini gördüm ve dinledim, televizyon ve yazılı basında.
Başka birinden bir söz naklederken “Aynen değil ama buna benzer konuşmuştu” gibi cümleler kuranlar var.
Siyasiler, yazarlar, konuşmacılar, birinden bir cümle naklederken o kişiyi sevseniz de sevmeseniz de eğer biliyorsanız onun söylediği kelimelerle söyleyin veya anlamını söyleyecekseniz bu manaya gelen şekilde konuşmuştu” deyiniz.
Ashab-i kiram, Sevgili Peygamberimiz’den duyduğu bir hadisi anlatırken bir tek kelime ilave veya eksiltmekten çok korkarak dikkate naklederlermiş.
Çünkü Sevgili Peygamberimiz:
عَنِ الْمُغِيرَةِ ، رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُ ، قَالَ : سَمِعْتُ النَّبِيَّ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ : إِنَّ كَذِبًا عَلَيَّ لَيْسَ كَكَذِبٍ عَلَى أَحَدٍ مَنْ كَذَبَ عَلَيَّ مُتَعَمِّدًا فَلْيَتَبَوَّأْ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ
“Benim adıma bilerek yalan söyleyen, herhangi bir adam adına yalan söyleyen gibi değildir. Benim adıma bilerek yalan söyleyen, ateşteki yerine hazırlansın” buyurur. (Buhari, Sahih, K. Cenaiz, bab 33, Müslim, Sahih, K. Mukaddime, bab 2)
Hadis için durum bu olursa adam kendi sözünü, karşı tarafa kabul ettirmek için “Kur’an’da böyle söylüyor” derse Allah hepimizi korusun.
Geçmiş peygamberlerle ilgili, onlara yakışan veya yakışmayan birçok söz, hikâye, efsane... de anlatılır.
Bu anlatılanlar, Kur’an ve hadislerde varsa sorun yok.
Onlara yakışmayacak şeyleri ise anlatmamakta fayda var.
İslam’a uygunsa kaynaklarda yok ama “Dilden dile anlatıldığına göre” diyerek başlamada fayda var.
Çünkü Kur’an ve hadislerde geçmiş peygamberlerden verilen haberler de bizim için delildir.
Sevgili Peygamberimiz’in hadis-i şerifleri kıyamete kadar Müslümanlar ve tüm insanlar için Kur’an-ı Kerim‘den sonra ikinci kaynaktır.
Onun için kelime değil, harf ilavesi veya eksiltilmesi hatta nokta bile manada değişikliğe sebep olabilir.
“Bir harf ve tek rakamdan ne çıkar” demeyin.
Arkadaşınıza telefon ederken, bir tek rakamı değiştirirseniz karşınıza istemediğiniz bir ses çıkıverir.
Bilmediğimizi “bilmiyorum” demek daha güvenlidir.
Sapmayalım, saptırmayalım.