Bugün takım elbiselerinizle yapmadığınız cihadı yarın postal giyerek yapmak zorunda kalacaksınız” diyen Erbakan Hoca, Siyonist İsrail’e karşı bir türlü harekete geçmeyen İslam ülkelerinin liderlerine, siyasetçilerine ve bürokratlarına bir çağrıda bulunmuştu:
Ey İslam ülkelerinin yöneticileri: Irak’ı, Suriye’yi, Libya’yı, Sudan’ı, Yemen’i gördünüz. Bu ülkelerin nasıl işgal edildiğini, nasıl iç savaşa sürüklendiğini veya nasıl parçalandığını gördünüz.
Siyonist Netanyahu’nun, “Kendi kutsal kitabımızın emirlerini yerine getireceğiz ve Arz-ı Mev’ud topraklarının tamamını ele geçireceğiz” açıklamasını canlı canlı dinlediniz. Bu açıklamanın bir gereği olarak Gazze’de nasıl bir katliam ve soykırım yaptığını, Lübnan’ı nasıl bombaladığını izlediniz.
Zalim Trump’un, “Gazze’ye asker göndereceğine, orayı işgal edeceğine, orayı bir ABD/İsrail toprağı yapacağına ve tüm Filistinlileri oradan sürgün” edeceğine dair açıklamalarını hepiniz izlediniz.
Tüm bu olup bitenler karşısında BM’nin ve AB’nin hiçbir şey yapmadığını ve aksine bu zulmü desteklediğini gördünüz. Uluslararası hukuk denen şeyin sizin değil, İsrail’in hukukunu korumak için üretildiğini, insan hakları, kadın hakları ve çocuk hakları denen söylemlerinin sizin değil, İsrail’in insanlarını, kadınlarını ve çocuklarını korumak için söylendiğini de gördünüz.
İsrail’in güvenliğinin sağlanması için Fas’tan Endonezya’ya kadar, sizin ülkelerinizin de içinde bulunduğu yirmi iki İslam ülkesinin sınırlarının değiştirileceğini ve aslında tüm olup bitenlerin bu projenin bir parçası olduğunu hepiniz anladınız. Artık İsrail’in Gazze’den sonraki hedefinin sizin topraklarınız olacağını kendiniz bile söylüyorsunuz.
Peki, Ey İslam ülkelerinin yöneticileri: Tüm bu olup bitenleri görüp bildiğiniz halde neden hâlâ harekete geçmiyorsunuz. Ne istiyorsunuz. İktidar İstiyorsanız Cenab-ı Allah hepinize iktidar verdi. Güç İstiyorsanız size ordular verdi. Ekonomik imkân istiyorsanız dünyadaki suyun, gazın ve petrolün yarıdan fazlasını ve en stratejik coğrafyaları sizin emrinize verdi.
Bilin ki, bugün takım elbiseleriniz üzerinizdeyken, yani makamınız, yetkiniz ve gücünüz varken Siyonist İsrail’e karşı birleşmezseniz, ekonomik, siyasi ve askeri birliktelikler oluşturmazsanız yarın sınırlarınıza dayanan Siyonizm’e karşı postallarınızla savaşmak zorunda kalacaksınız.
Bilin ki, bugün takım elbiseleriniz üzerinizdeyken, yani makamınız, yetkiniz ve gücünüz varken Siyonist İsrail’le tüm siyasi, ekonomik ve diplomatik ilişkileri kesmek için ortak kararlar almazsanız yarın bu kararları postallarınızı giyerek almak zorunda kalacaksınız.
Bilin ki, bugün takım elbiseleriniz üzerinizdeyken yani makamınız, yetkiniz ve gücünüz varken topraklarınızdan İsrail’e giden petrolü, suyu ve gıdayı durdurmazsanız yarın kendi ellerinizle besleyip, büyüttüğünüz ve meşrulaştırdığınız bu düşmana karşı postallarınızı giyerek savaşmak zorunda kalacaksınız.
Bilin ki, bugün ordularınıza Gazze’yi ve Kudüs’ü kurtarmak için takım elbiselerinizle vermediğiniz emri yarın kendi sınırlarınızı ve şehirlerinizi korumak için postallarınıza vermek zorunda kalabilirsiniz.