birsan alüminyum
Mahmut Toptaş
Köşe Yazarı
Mahmut Toptaş
 

Müslüman ilim adamlarına ihtiyaç var

Yere bak, her şey hesapladır. Göğe bak yine her şey hesapladır. Bizim çoğunluğumuz, santimin onda birine milimetre der ve dururuz. Ama bilim adamları milimetrenin binde birine veya milyonda birine ve daha ilerisine götürürler. Rahman süresinde, “Güneş de Ay da hesapladır” der. Müslüman bilim adamı da, kâfir bilim adamı da bunları bilir. Aradaki fark ne? Aradaki fark, milimetrenin milyonda bir mesafesini de yaratanın Allah olduğuna inanana “Müslüman” diyoruz; inanmayana “kâfir” diyoruz. Sevgili Peygamberimiz, Müslüman’ı tarif ederken: “Mümin, arıya benzer. Arı, temiz ve güzel şeyleri yer, temiz ve güzel yerlere konar, temiz ve güzel şeyler üretir ama konduğu yeri kırmaz ve oranın düzenini bozmaz…” buyurmuş. (Ahmet, Müsnet, 2/199 hadis no 6577, 6872, Abdürrazzak, Müsned, 11/404, hadis 20852, Abdullah bin mübarek, Zühd, hadis 1610, İbni asakir, Tarihu Dımışk, hadis no 4590, Abdullah bin Mübarek, Zühd, hadis no 1610, Hâkim, Müstedrek, hadis no 253, Elbani, hadisin sahih/sağlam olduğunu söyler) 1400 yıllık tarihimizde bir taraftan, Yemen, Buhara, Semerkant, Fas, Viyana, Moldova arasında savaşlarda ölen kâfir sayısı, zaman ve nüfus oranına göre işgalci İsrail’in bir senede öldürdüğü çocuk sayısına Müslümanlar ulaşamamanın mutluluğunu yaşıyorlar. Hepimiz, Hazreti Adem’den geldik. Hepimizde aynı iyi ve kötü özellikler var. Bizim görevimiz yaratılışımızda Rabbimizin bize verdiği iyi özelliklerimizi bu dünya sahnesinde gösterime sunmak, kötü huylarımızı terbiye etmektir. Yaratanımızın verdiği bu özellikleri, kimin kitabını okuyarak ve kimi örnek alarak insanın iyiliklerini ortaya çıkaracağız? İşte burada kâfirlerden birileri, “Filanın” diyorlar. Müslümanlar da, “Bizi yaratanın kitabının nasıl uygulanacağını göstermek üzere seçip gönderdiği Muhammed Mustafa sallallahü aleyhi ve sellemi örnek alacağız” diyoruz Daha önce yazmıştım, Ege Denizi’nin kenarında bir ilçede konferans verdikten sonra otelin lobisinde sohbet ederken o günlerin en önde haberlerinden “uyuşturucuyla mücadele” konusunda bana itiraz eden yaşlı bir doktor, “Hoca efendi, uyuşturucuyla mücadele eğitimle olur. İlkokuldan üniversiteye kadar her sene sınıfların durumuna uygun anlatılmalıdır” dedi. Kendisine sordum: “Siz, doktorsunuz; bana söyleyin, rakı, şarap, votka, viski de uyuşturucu mu?” “Evet” dedi. Ben, “Siz, Türkiye’de en ileri seviyeden sayılan yüz tane bilim adamını seçiniz ve onların her birinin uyuşturucu kullanıp kullanmadığını araştıralım” dediğimde, “Ben kaybederim” demişti. “Buradan İzmir’e kadar sıradan köy ve şehirlerdeki yüz tane çoğunluğu imam hatip okulu mezunu, birazı da ilahiyat fakültesi mezunu imamlardan bir tanesinin bile uyuşturucu kullanmadığını göreceksiniz” demiştim. “Ey Müslümanlar, Allah’tan, nasıl korkmak lazımsa öylece korkunuz...” (Al-i İmran süresi ayet 3/102) Mehmet Akif Ersoy’u dinleyelim: “Ne irfandır veren ahlâka yükseklik, ne vicdandır; Fazilet hissi insanlarda Allah korkusundandır. Yüreklerden çekilmiş farz edilsin havfı Yezdan’ın... Ne irfanın kalır te’sîri kat’iyyen, ne vicdanın. Hayat artık behîmîdir... Hayır ondan da alçaktır:  **** İmandır o cevher ki İlâhî ne büyüktür... İmansız olan paslı yürek sinede yüktür!” (Mehmet Akif Ersoy, Safahat, Tevhit Yahut Feryat) ABD Başkanı üniversite mezunu. Buyurun bilgiyse bilgi. Oy ise, çoğunluğu kapmış. Netanyahu, oyla gelmiş, üniversite bitirmiş, nüfusuna göre dünyada en fazla Nobel Ödülü alan bilim adamı yetiştirmiş ama kan görmeden uyku girmiyor gözlerine. Dünya nüfusunun tamamına yakını onların bu yaptığından hoşlanmadığını gördüğü halde masum insanların kanını akıtmaya devam ediyor. Hitler, on milyona yakın insan öldüren Almanya askerleri, öldürülecek Yahudilerin fırınlarda nasıl yakılacağını düzenleyen mühendisler, zehirleyenler bürosunda, yakanlar bürosunda, sürgün edenler bürosunda sahasında uzman kişilerin nezaretinde beş milyon Yahudi’yi yok edenlerin hepsi kültürlü, vicdanlı insanlardı ama bir eksikleri vardı ki, o, her şeyin başı olan imandır. İmanı kaybedince hayvanlık derekesinde kalamaz hayvanlığın daha altına düşer diyor Kur’an-ı Kerim: “…Onlar hayvanlar gibidirler. Hatta daha da sapıktırlar. İşte onlar gafillerin ta kendileridirler.” (En’am süresi ayet 7/179) Hayvana da, ilim ve bilim yardımıyla anlayacağı dilden konuşmalı.  
Ekleme Tarihi: 22 Nisan 2025 - Salı
Mahmut Toptaş

Müslüman ilim adamlarına ihtiyaç var

Yere bak, her şey hesapladır.

Göğe bak yine her şey hesapladır.

Bizim çoğunluğumuz, santimin onda birine milimetre der ve dururuz.

Ama bilim adamları milimetrenin binde birine veya milyonda birine ve daha ilerisine götürürler.

Rahman süresinde, “Güneş de Ay da hesapladır” der.

Müslüman bilim adamı da, kâfir bilim adamı da bunları bilir.

Aradaki fark ne?

Aradaki fark, milimetrenin milyonda bir mesafesini de yaratanın Allah olduğuna inanana “Müslüman” diyoruz; inanmayana “kâfir” diyoruz.

Sevgili Peygamberimiz, Müslüman’ı tarif ederken:

“Mümin, arıya benzer. Arı, temiz ve güzel şeyleri yer, temiz ve güzel yerlere konar, temiz ve güzel şeyler üretir ama konduğu yeri kırmaz ve oranın düzenini bozmaz…” buyurmuş. (Ahmet, Müsnet, 2/199 hadis no 6577, 6872, Abdürrazzak, Müsned, 11/404, hadis 20852, Abdullah bin mübarek, Zühd, hadis 1610, İbni asakir, Tarihu Dımışk, hadis no 4590, Abdullah bin Mübarek, Zühd, hadis no 1610, Hâkim, Müstedrek, hadis no 253, Elbani, hadisin sahih/sağlam olduğunu söyler)

1400 yıllık tarihimizde bir taraftan, Yemen, Buhara, Semerkant, Fas, Viyana, Moldova arasında savaşlarda ölen kâfir sayısı, zaman ve nüfus oranına göre işgalci İsrail’in bir senede öldürdüğü çocuk sayısına Müslümanlar ulaşamamanın mutluluğunu yaşıyorlar.

Hepimiz, Hazreti Adem’den geldik.

Hepimizde aynı iyi ve kötü özellikler var.

Bizim görevimiz yaratılışımızda Rabbimizin bize verdiği iyi özelliklerimizi bu dünya sahnesinde gösterime sunmak, kötü huylarımızı terbiye etmektir.

Yaratanımızın verdiği bu özellikleri, kimin kitabını okuyarak ve kimi örnek alarak insanın iyiliklerini ortaya çıkaracağız?

İşte burada kâfirlerden birileri, “Filanın” diyorlar.

Müslümanlar da, “Bizi yaratanın kitabının nasıl uygulanacağını göstermek üzere seçip gönderdiği Muhammed Mustafa sallallahü aleyhi ve sellemi örnek alacağız” diyoruz

Daha önce yazmıştım, Ege Denizi’nin kenarında bir ilçede konferans verdikten sonra otelin lobisinde sohbet ederken o günlerin en önde haberlerinden “uyuşturucuyla mücadele” konusunda bana itiraz eden yaşlı bir doktor, “Hoca efendi, uyuşturucuyla mücadele eğitimle olur. İlkokuldan üniversiteye kadar her sene sınıfların durumuna uygun anlatılmalıdır” dedi.

Kendisine sordum: “Siz, doktorsunuz; bana söyleyin, rakı, şarap, votka, viski de uyuşturucu mu?”

“Evet” dedi.

Ben, “Siz, Türkiye’de en ileri seviyeden sayılan yüz tane bilim adamını seçiniz ve onların her birinin uyuşturucu kullanıp kullanmadığını araştıralım” dediğimde,

“Ben kaybederim” demişti.

“Buradan İzmir’e kadar sıradan köy ve şehirlerdeki yüz tane çoğunluğu imam hatip okulu mezunu, birazı da ilahiyat fakültesi mezunu imamlardan bir tanesinin bile uyuşturucu kullanmadığını göreceksiniz” demiştim.

“Ey Müslümanlar, Allah’tan, nasıl korkmak lazımsa öylece korkunuz...” (Al-i İmran süresi ayet 3/102)

Mehmet Akif Ersoy’u dinleyelim:

“Ne irfandır veren ahlâka yükseklik, ne vicdandır;

Fazilet hissi insanlarda Allah korkusundandır.

Yüreklerden çekilmiş farz edilsin havfı Yezdan’ın...

Ne irfanın kalır te’sîri kat’iyyen, ne vicdanın.

Hayat artık behîmîdir... Hayır ondan da alçaktır:

 ****

İmandır o cevher ki İlâhî ne büyüktür...

İmansız olan paslı yürek sinede yüktür!” (Mehmet Akif Ersoy, Safahat, Tevhit Yahut Feryat)

ABD Başkanı üniversite mezunu.

Buyurun bilgiyse bilgi.

Oy ise, çoğunluğu kapmış.

Netanyahu, oyla gelmiş, üniversite bitirmiş, nüfusuna göre dünyada en fazla Nobel Ödülü alan bilim adamı yetiştirmiş ama kan görmeden uyku girmiyor gözlerine.

Dünya nüfusunun tamamına yakını onların bu yaptığından hoşlanmadığını gördüğü halde masum insanların kanını akıtmaya devam ediyor.

Hitler, on milyona yakın insan öldüren Almanya askerleri, öldürülecek Yahudilerin fırınlarda nasıl yakılacağını düzenleyen mühendisler, zehirleyenler bürosunda, yakanlar bürosunda, sürgün edenler bürosunda sahasında uzman kişilerin nezaretinde beş milyon Yahudi’yi yok edenlerin hepsi kültürlü, vicdanlı insanlardı ama bir eksikleri vardı ki, o, her şeyin başı olan imandır.

İmanı kaybedince hayvanlık derekesinde kalamaz hayvanlığın daha altına düşer diyor Kur’an-ı Kerim:

“…Onlar hayvanlar gibidirler. Hatta daha da sapıktırlar. İşte onlar gafillerin ta kendileridirler.” (En’am süresi ayet 7/179)

Hayvana da, ilim ve bilim yardımıyla anlayacağı dilden konuşmalı.

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergebze.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.