Hatırlarsınız!
2009-2015 yılları arasında görev yapmıştı.
Seçimler sonrası 67. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti Hazine ve Maliye Bakanı olarak Mehmet Şimşek tekrardan atandı.
Yaşanan son ekonomik gelişmelerin ardından Mehmet Şimşek ismi milletin dilinde teşbihde hata olmasın sakız oldu.
Sanki 67. hükümeti tek başına O yönetiyor algısı var!
Burası aslında tartışmaya açık bir konu!
67. hükümet içerisinde özerk bir yapısı var gibi.
Yaşanan ekonomik gelişmeler tamamen milletimizin sırtındaki yükü artırdı.
Oysa cumhur ittifakı partileri Yeniden Refah Partisi mutabakat metninde ‘milletimizin sırtına artı yük yüklenmemesi’ noktasında hem fikir olmuştu. Ak Parti, MHP, BBP ve Yeniden Refah Partisi metne imza attılar.
Attılar da seçimden sonra yaşananlar ne demek oluyor?
Mehmet Şimşek para lazım olduğunda yeni vergiyle, zam talepleriyle milletimizin sırtındaki yükü arttırıyor. Sayın cumhurbaşkanı milletimizin gelirlerine zam taahhüdünde bulunuyor.
Ne oluyoruz!
Sadece rakamlar büyüyor. Milletimizin cebindeki para ve alım gücü giderek eriyor.
Konfeksiyoncu esnafı arkadaşımın güzel bir sözü var.
‘Hasbelkader bir iş yerim var, 50 kadar çalışanımız evine ekmek götürüyor. İş yerimde bir kasa var, az çok bir kazancımız olduğunda kasaya koyuyorum. Anahtarı cebimde (çıkartıp gösteriyor) ancak kasamdan sürekli para çalınıyor. Nasıl mı çalınıyor! Paramız değersizleştirilerek. Ham maddemiz yükseltilerek. İşyeri giderlerimiz çoğaltılarak. Emeğimiz eritiliyor, çalınıyor, yok ediliyor.’
Üretim istihdam sağlayan küçük esnafımız nasıl ayakta kalacak!
İlk döneminde çok mu başarılıydı da tekrar aynı görev tevdi edildi sayın bakana?
Hatta takip edenler bilir, sosyal medyada bakan Şimşek için sayın cumhurbaşkanının ilk görev bitiminde söylediği sözler ortadayken, milletimiz adına sormak istiyorum, neden Mehmet Şimşek tekrar ekonominin başına getirildi?
Cumhur ittifakı Mutabakatı’na ne oldu?
Ak Parti, yirmi yılı geride bırakan bir iktidar ekonomiyi derleyip toparlayacak, milletin sırtına yük yüklemeyi bırakıp alım gücünü yükseltecek, yerli ve milli kaynakları, gerçek sahipleriyle, milletimizle paylaşacak projeleri hayata geçirecek kişi/kimse/kimseler yetiştiremedi mi?
Mutabakat metnine ‘milletimizin sırtına yük yüklenmesin, yerli ve milli kaynaklar kullanılsın’ diyen Yeniden Refah Partisi’ne danışılmadı mı? Ya diğer cumhur ittifakı partilerine!
Zira sayın Fatih Erbakan’ın vergisiz, zamsız yerli ve milli kaynaklarla oluşturduğu 150 Milyar Dolar’lık kaynak paketler kitapçığını ben dahi okudum.
Bu kitap size ulaşmadı mı?
Kapitalist sistemlerin bir klasiğini de paylaşmadan edemeyeceğim.
Ülkemizdeki tarz ekonomik sistemlerde iktidarlar, kendilerine yakın zenginler oluştururlar.
Ülkenin zenginliklerini onlarla paylaşırlar.
Faturayı ise millete ödetirler.
Gece yarısı Resmi Gazete’de yayınlanan son ilave vergi yükseltmelerine diğer bir ifadeyle ‘özerk harekete’ gelince.
128 kez zenginlerin vergi ödemelerini iptal ettiniz ya!
Bakanlar kurulu kararıyla iptal ettiğiniz vergileri zenginlerden tahsil etmeyi düşünüyor musunuz?
Ben kısaca hatırlatayım.
10 yılda Cengiz İnşaat için 30, Kolin İnşaat için 36, Makyol İnşaat için 24, Kalyon İnşaat için 19 ve Limak İnşaat için de 19 kez Vergi, Resim ve Harç İstisna Belgelerine (VRHİB) tanzim edildiğini iktidar kendisi açıklamıştı.
Ve bu firmalara ‘devlet kefilli’ çıkartılan ödenekler de cabasıydı.
Gelelim başlığımızdaki sorumuza!
Uygulamalarıyla:
Milletin sırtına ekstra yük yüklenmesi, ürettiğinin değersizleşmesi, alım gücünün giderek azaltılması, giderlerin artmasını sağlayan bir ekonomi bakanı kim olursa olsun milletimizin güveneceğini düşünmüyorum.