birsan alüminyum
Mahmut Toptaş
Köşe Yazarı
Mahmut Toptaş
 

Kendime yazdım, Suriyelilere değil

İşimiz hem zor hem kolay. İşimiz, İ’la-i Kelimetullah/Allah’ın yüce adını, bütün gönüllere kondurmak ve Kelamını bütün âleme rahmet kılmak. Bunu yaparken, kendi aklımızı veya bize akıl verenlerin aklını pusula yaparsak, işimiz zor demektir. Çünkü Itfa-ü Kelimtullah/Allah’ın adını silmek, Kelamını söndürmek için koşturan milyonlarca akıl var. Bir tarafta Müslümanları öldürecek silah sanayiinde araştırmalar devam ederken, öbür tarafta Allah’ın nurunu söndürme merkezleri kurup, nasıl söndürüleceğini araştırıp uygulamalara devam ediyorlar. Akıl, akıldan üstündür. Kendi aklımız, kendimizin baş ağrısını bile dindiremezken, dünya sistemini, kâfirlik mikrobuyla, organ yetmezliği hastalığına mahkûm edenlerle nasıl mücadele edecek? Akıl ve zekâda zirvede olan, fetanet sıfatı bulunan Sevgili Peygamberimiz’in, Mekke’de en sıkıntılı döneminde, ashab-ı kiramdan bazıları öylesine daralmışlar ki, Sevgili Peygamberimiz’e gelerek “Ne olacak bizim halimiz?” demişler. Bu arada Sevgili Peygamberimiz’e Rabbimiz: “De ki: “Ben peygamberler içinden bir türedi değilim. Bana ve size ne yapılacağını da bilmem. Ben ancak bana vahyolunana uyarım. Ben ancak apaçık bir uyarıcıyım.” Yol gösterir. (Ahkaf süresi ayet 46/9) Bu ayetin tefsirinde Haseni Basri şöyle diyor: “Bu dünyada, bana ne yapılacağını, size ne yapılacağını ben de bilmiyorum. Daha önceki peygamberlerin vatanından çıkarıldığı gibi ben de çıkarılacak mıyım, daha önce öldürülen peygamberler gibi ben de öldürülecek miyim, ben de bilmiyorum. Ümmetim, beni yalanlayacak mı, yoksa tasdik mi edecek, ben de bilmiyorum. Yoksa ümmetim inkârı sebebiyle geçmiş ümmetlerde olduğu gibi gökten atılan taşlarla mı öldürülecek, yoksa yerin dibine mi batırılacak ben de bilmiyorum. Ancak ben, bana vahyolunana uyarım” diye tefsir etmiş. Doğu’nun veya Batı’nın İslam’a karşı kurdukları tuzakları saymaya ömür yetmez. Saysak bile bozmaya ömür yetmez. Ömrümüz kısa, kâfirin tuzaklarıyla vakit öldürmek yerine, altı bin küsur Kur’an ayetleriyle, bütün insanlığın gözünü aydınlatmaya ve gönlünü imanla süslemeye çalışalım. “Bugün ne yapalım?” sorusuna cevabı yine Allah kelamı ve onun nasıl anlaşılacağını ve nasıl uygulanacağını bize söyleyen ve gösteren Rasülü’nün hadislerini okuyup uygulamaya çalışalım.  İslam’ın nurunu söndürmeyi, hiçbir şahıs, teşkilat veya devlet bugüne kadar söndürememesi, kıyamete kadar da söndüremeyeceğinin habercisi olduğu gibi, dinin sahibi Allah celle celalüh: “Onlar ağızlarıyla Allah'ın nurunu söndürmek istiyorlar. Allah ise kâfirler hoşlanmasa da nurunu tamamlayacaktır” buyurarak garanti ediyor. (Saff süresi ayet 61/8) “Ağızlarıyla Allah'ın nurunu söndürmek isterler. Kâfirler hoşlanmasalar da Allah nurunu tamamlamaktan başka bir şey istemiyor. O, hidayet ve hak din ile bütün dinlere üstün gelmesi için Rasülü'nü gönderendir. Müşrikler hoşlanmasalar da.” (Tevbe süresi ayet 9/32-33) Biz mum gibiyiz; bizi yaksalar da Allah’ın nuruyla katillerimizi de aydınlatmaya devam ederiz. Dünyanın en zengininin, kendi hastanesinde, dünyanın en ünlü doktorlarının denetiminde iken hastane baş tabibi, basına açıklama yapıyor, “Gece saat 01.01’de tedaviye cevap veremez oldu” diyor. Ecelin bir an öne veya geriye alınmasının olmadığını Rabbimiz haber verir. Bu yolda ölürsek şehit, kalırsak gazi oluruz. Neyi, nasıl yapacağımızı da şeytanlaşmış insanlara sormadığımız gibi, nefsimizin arzularına göre de hareket etmeyiz. Bir sürahi suyun içine bir damla şarap koyulduğunda o suyun içilmediği, onunla abdest alınmadığı gibi, İslam’ın rahmet ayetleriyle gönülleri ve tenleri tatmin ederken “Zerre kadar kâfirlik mikrobundan bir şey olmaz” demeyin, demeyelim, demesinler. Bu son cümleyi, üç defa daha okuyun ve üzerinde konuşun.
Ekleme Tarihi: 16 Aralık 2024 - Pazartesi
Mahmut Toptaş

Kendime yazdım, Suriyelilere değil

İşimiz hem zor hem kolay.

İşimiz, İ’la-i Kelimetullah/Allah’ın yüce adını, bütün gönüllere kondurmak ve Kelamını bütün âleme rahmet kılmak.

Bunu yaparken, kendi aklımızı veya bize akıl verenlerin aklını pusula yaparsak, işimiz zor demektir.

Çünkü Itfa-ü Kelimtullah/Allah’ın adını silmek, Kelamını söndürmek için koşturan milyonlarca akıl var.

Bir tarafta Müslümanları öldürecek silah sanayiinde araştırmalar devam ederken, öbür tarafta Allah’ın nurunu söndürme merkezleri kurup, nasıl söndürüleceğini araştırıp uygulamalara devam ediyorlar.

Akıl, akıldan üstündür.

Kendi aklımız, kendimizin baş ağrısını bile dindiremezken, dünya sistemini, kâfirlik mikrobuyla, organ yetmezliği hastalığına mahkûm edenlerle nasıl mücadele edecek?

Akıl ve zekâda zirvede olan, fetanet sıfatı bulunan Sevgili Peygamberimiz’in, Mekke’de en sıkıntılı döneminde, ashab-ı kiramdan bazıları öylesine daralmışlar ki, Sevgili Peygamberimiz’e gelerek “Ne olacak bizim halimiz?” demişler.

Bu arada Sevgili Peygamberimiz’e Rabbimiz:

“De ki: “Ben peygamberler içinden bir türedi değilim. Bana ve size ne yapılacağını da bilmem. Ben ancak bana vahyolunana uyarım. Ben ancak apaçık bir uyarıcıyım.” Yol gösterir. (Ahkaf süresi ayet 46/9)

Bu ayetin tefsirinde Haseni Basri şöyle diyor:

“Bu dünyada, bana ne yapılacağını, size ne yapılacağını ben de bilmiyorum.

Daha önceki peygamberlerin vatanından çıkarıldığı gibi ben de çıkarılacak mıyım, daha önce öldürülen peygamberler gibi ben de öldürülecek miyim, ben de bilmiyorum.

Ümmetim, beni yalanlayacak mı, yoksa tasdik mi edecek, ben de bilmiyorum.

Yoksa ümmetim inkârı sebebiyle geçmiş ümmetlerde olduğu gibi gökten atılan taşlarla mı öldürülecek, yoksa yerin dibine mi batırılacak ben de bilmiyorum.

Ancak ben, bana vahyolunana uyarım” diye tefsir etmiş.

Doğu’nun veya Batı’nın İslam’a karşı kurdukları tuzakları saymaya ömür yetmez.

Saysak bile bozmaya ömür yetmez.

Ömrümüz kısa, kâfirin tuzaklarıyla vakit öldürmek yerine, altı bin küsur Kur’an ayetleriyle, bütün insanlığın gözünü aydınlatmaya ve gönlünü imanla süslemeye çalışalım.

“Bugün ne yapalım?” sorusuna cevabı yine Allah kelamı ve onun nasıl anlaşılacağını ve nasıl uygulanacağını bize söyleyen ve gösteren Rasülü’nün hadislerini okuyup uygulamaya çalışalım.

 İslam’ın nurunu söndürmeyi, hiçbir şahıs, teşkilat veya devlet bugüne kadar söndürememesi, kıyamete kadar da söndüremeyeceğinin habercisi olduğu gibi, dinin sahibi Allah celle celalüh:

“Onlar ağızlarıyla Allah'ın nurunu söndürmek istiyorlar. Allah ise kâfirler hoşlanmasa da nurunu tamamlayacaktır” buyurarak garanti ediyor. (Saff süresi ayet 61/8)

“Ağızlarıyla Allah'ın nurunu söndürmek isterler. Kâfirler hoşlanmasalar da Allah nurunu tamamlamaktan başka bir şey istemiyor.

O, hidayet ve hak din ile bütün dinlere üstün gelmesi için Rasülü'nü gönderendir. Müşrikler hoşlanmasalar da.” (Tevbe süresi ayet 9/32-33)

Biz mum gibiyiz; bizi yaksalar da Allah’ın nuruyla katillerimizi de aydınlatmaya devam ederiz.

Dünyanın en zengininin, kendi hastanesinde, dünyanın en ünlü doktorlarının denetiminde iken hastane baş tabibi, basına açıklama yapıyor, “Gece saat 01.01’de tedaviye cevap veremez oldu” diyor.

Ecelin bir an öne veya geriye alınmasının olmadığını Rabbimiz haber verir.

Bu yolda ölürsek şehit, kalırsak gazi oluruz.

Neyi, nasıl yapacağımızı da şeytanlaşmış insanlara sormadığımız gibi, nefsimizin arzularına göre de hareket etmeyiz.

Bir sürahi suyun içine bir damla şarap koyulduğunda o suyun içilmediği, onunla abdest alınmadığı gibi, İslam’ın rahmet ayetleriyle gönülleri ve tenleri tatmin ederken “Zerre kadar kâfirlik mikrobundan bir şey olmaz” demeyin, demeyelim, demesinler.

Bu son cümleyi, üç defa daha okuyun ve üzerinde konuşun.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (1)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergebze.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Emrullah Akbulat
(16.12.2024 09:27 - #736)
“Zerre kadar kâfirlik mikrobundan bir şey olmaz” demeyin, demeyelim, demesinler. Rabbimiz cümlemize şuur - basiret bahşetsin İnşaallah. Elinize, yüreğinize sağlık Hocam. Dilerim kardeşlerde kaçırmaz okurlar..
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergebze.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.