Osmanlı son yüzyılını sadece dış düşmanlara karşı savaşmadı; İçerdeki iş birlikçileriylede mücadele etti. Neticede; İttihat ve Terakki Fırkası ( 1889 ) Osmanlının son 20 yılına damga vurmuş, son on yılındada iktidar ( muktedir ) olarak, anlaşmalar yapmış ve Osmanlının varlığını sona erdirmiştir.                           '' Hürriyet, eşitlik, adalet .. ''  sıloganlarıyla aldatıldık...           Osmanlı Döneminde Osmanlı muhalifi zihniyetler Batıda şekillendirilmiş, örgütlendirilmiştir. Hemen hemen tüm Avrupa ülkelerinde Osmanlı aleyhtarı odaklar oluşturulmuştu ama kapsamlı çalışma Paris te gerçekleştirilmiştir. Jön Türk hareketleriyle başlayan, İttihat ve Terakkiyle devam eden muhaliflerde Paristen sevk ve idare edilmişlerdir.           Bugünde Avrupa; Tüm muhaliflerin kucaklandığı, korunduğu, beslendiği yerdir. İngiltere, Fransa, Almanya vb Türkiye aleyhtarı oluşumlara olağanüstü imkanlar sunmaktadır.           Maalesef, 150 yıllık acı tecrübeye rağmen, batının bu çalışmalarına alternatif düşünce geliştiremediğimiz gibi, Batı yanlısı düşünce ( lere ) yol vererek; Sömürgecilerin arzu ettiği sosyo psikolojik ortamı hazırlıyoruz. Yerli, milli düşünce propaganda imkanı bulamazken; Batı yanlısı ( İZM ) görüşlere popülarite kazandırılmakta, her gün yeni bir parti kurulmakta..           Edebiyat, sanat, kültür, sinema vb dünyası global güçlerin hegamonyasında. Yerli, milli organizasyonların ekonomik ( potansiyel ) olarak bunlarla mücadele etmesi mümkün değil.           Maalesef 100 yıl ya da ne bileyim 150 yıl önceki ahvalden farklı durumda değiliz. Hala savunma mekanızmaları oluşturamadık. Geçmişten ders almıyoruz. Sakın ''  fırsat vermiyorlar '' savunması ( edebiyatı ) yapmayın. Bu toplumun, bu Milletin maddi - manevi değerlerine sahip çıkanlar; Hür iradeleriyle bir araya gelemiyorlar. Çıkarcılar bişekilde araya giriyor, parçalıyor, ufalıyor..           Gerçek hürriyet; Müslüman olduğumuzun idrakinde düşünmek ve yaşamaktır..           Efendim, şöyle tarihçiymiş böyle tarihçiymiş veya fikir adamıymış. Geçin onları geçin. Sahipsiz kalan, sesi duyurulmayanlar bu toprağın, bu Milletin, bu toplumun maddi - manevi değerlerini savunan samimi münevverlerdir. Ne vakit konuşsalar; Hemen perdeleniyorlar veya olmadık kulplar takılarak, tecrit ediliyorlar.           Her şeye rağmen ümitsiz değiliz.  İnşaallah bu Millet bu toplum; Bize has maddi - manevi değerlerle daha da güçlenecek. İlimde, fende, kültürde, sanatta, edebiyatta vs daha da güçlenecektir. Ümidimizi güçlü tutalım. Vesselam...