Gençler, bizim gençlerimiz, bizim çocuklarımız. Her biri prıl prıl, tertemiz ailelerin çocukları. Ama bir sahipsizlik var, almış başını gidiyor. Malum genç anne - babalar çalışıyorlar. Çocuklar, gençler;  anneanne - babaanne - dedelerin dirayetiyle yahut kreşlerde yetişiyorlar. Büyük bir bölümü bunlardanda yoksun yetişiyorlar.           Çocuklarımızı severek büyütüyoruz. Rahat etsinler istiyoruz. Tabi, gelecektede eğitimli, imkanlı yaşasınlar istiyoruz. Her şeyi maddeye bağladık. Parayı tartışılmaz değer olarak algılamaya başladık. Küçücük çocuklarımızın ellerine telefonlar, üst başlarına marka kıyafetler almaya çalışıyoruz. İmkanları olmayanların çocuklarıda asıllarından ayırdetilmesi zor taklitlerle yarıştan mahrum kalmak istemiyorlar.           Genç anne babalar çok iyi yaptıklarını zannediyorlar; Oysa, hazin tablo önümüzde. Çocuklar büyüdükçe, delikanlı oldukça zaptedilemez oluyorlar. Çocuklar, gençler sokaklarda büyüyorlar. Sokaklar büyütüyor yani gençlerimizi. Akşam oldumu evinin yolunu bulamayan intagram nesli  yetiştiriyoruz.           Suçlu sadece anne babalar değil; İlgili yetkili kim varsa bu olumsuz gidişatın vebaline ortaktır, bilesiniz. Kestirmeden velileri suçlayan öğretmenlerde kabahatli. Ha Din adamlarımızda en az öğretmenlerimiz kadar kabahatli. Mazeret uydurmasınlar. Cami avlularına kondurulmuş konutlarından çıkıp konu - komşuyla hasbıhal etmeyi, bağ kurmayı beceremiyorlar, böyle bir şeye niyette etmiyorlar. İki üç yaşında ki çocuklara sevgi gösterisi değil, eğitim - öğretim yaşında ki çocuklara ilgi gösterin, bağ kurun diyoruz.           Yıllardır Ulusal Tv kanallarında mafya dizileri  gösteriliyor. Başlangıçta ilgi görmüyor gibi oldu ama zaman içerisinde gençler bir hayli rağbet göstermeye başladılar. 1980 lerin başında tüm dünyada yaşanan akım ülkemizede siyaret etmiş; Mafya bir hayli ortalığı tozutmuştu. 90 larda son buldu dediğimiz mafya, şimdilerde yeniden hortluyor. Gençler büyük bir özenti içerisinde. Tedbir alması gerekenler illa görüyorlardır. Merakla tedbir alacakları anı bekliyoruz. Emin olun hayra alamet değil gidişat.          Muhakkak bir çok sebebi vardır. Geleneklerden uzaklaşma, saygı mefhumunun bitirilmesi, ailenin zedelenmesi, boşanmaların artması, 100 yıldır uygulanan materyalist eğitiminin tesirleri, ekonomik koşullar, çıkarcılar, ehliyetsiz - liyakatsiz idareciler, dış tesirler - global etkiler vs saymakla bitmez. Mesele sorunu anlatmak değil çözüm üretmek. Bunu da ilgili yetkililer, çözüme talip olanlar yapacak.           Üzülerek ifade edelim; Muhalefette çözüm üretmiyor. İktidar - Anamuhalefet çekişmesi, danışıklı  döğüş gibi. Milletin, toplumun dertleriyle alakadar olan yok. Hep popülist siyaset peşindeler. Gençlik gidiyor elden gençlik. Hepimiz sorumluyuz. Yahu, yalandan meclis kavgalarıyla değil, çözüm önerileriyle gelin karşımıza.            Evet; Gidişat,  hayra  alamet  değil. Gençler, mafya özentisi içerisinde. Bugün tek tük seyrettiğimiz kovboy misali görüntüler önümüzdeki günlerde rutin hal alabilir. Lütfen, Allah(cc) rızası için müdahale edin. Boş bir nesil yetişiyor. 1980 de sağcı - solcu - İslamcı gençler yetişiyor diye müdahale edildi, Şimdi, boş - tembel - tüketici, sorumsuz  bir nesil yetişiyor müdahale eden yok. Muhalefetide - iktidarı da seyirci. Öyle anlaşılıyorki darbeler sadece iktidar muhalefet gücünü değil toplumuda bitiriyor, eritiyor.  Vesselam..