'' Allah'ım şu feryada insan kalbi dayanmaz
Husumet ki insanlığa, zulümden bıkılmaz.
Binlerce etsiz iskelet, nimet tarlasında
Kan, isyanla yoğrulmuş terden tarla sulanmaz... ''
Sessiz sakin bir gün. Allah'ım ne güzel bir gün diye düşünürken bir gürültü fırtınası giriyor
sokağımıza. En önde akrobatik hareketler yapan iki motosıkletli onların hemen arkasında 8 - 10 kişi.
Ortada alkol ve meze tepsisiyle duran bir genç. Hemen arkalarında süslü püslü cipe benzer gelin
arabası. Tabi, arkalarına dizilmiş sürekli klakson çalan, bir çok otomobil.
Haliyle merakla cama gidiyorsunuz. O esnada belinden çıkardığı tabancayla havaya şarjörü
boşaltan ağır abi havalarında bir adam. Tedirgin oluyorsunuz. Neyse bitti diye izlemeye devam
ediyorsunuz. Meze tepsisinden içkisini yudumlayan oynamaya başlıyor. Heyecanll bağırışlar. Çocuklar
koşturuyor gelin arabasının etrafını sarıyorlar. Zarfı kapanlar hızla uzaklaşıyorlar. Konvoy geçene kadar
son ses açılmış anlaşılmayan kulakları tırmalayan bir müzik.
Anne - babalar için evlatlarının evliliği büyük mutluluk, büyük mürvet. Gençlerinde en mutlu günü.
Ama şehrin ortasında bu curcuna niye ?! Trafğin sıkışması, tartışmalar, hatta, döğüşler oluyor. Böylesi
sevinçli günde kalp kırmak, kavga etmek yakışır mı ?! Mutluluğa adım atılan gün hafızalara imrenilecek
hatıralar bırakmak gerekmiyor mu ?!.
Sonra biz ne ara unuttuk gelini evinden alırken dua etmeyi, tekbirlerle uğurlamayı. Gelinin baba
ocağından ayrılırken yaşadığı ruh hali, anne - babalarda derin izler bırakır. Hangimiz hayranlıkla
izlemeyiz. Gençler '' ah bizlerde böyle hayırlısıyla nasibimize uçsaydık '' demezler mi.? Rabbimiz
yuvalarını kuran tüm gençlerimize daim mutluluklar nasip etsin.
Şehirlerde düğünler, düğün konvoyları ne kadar geleneklerimize aykırıysa köylerimizde de benzer
hazin durum yaşanıyor. Alkol ağırlıklı yapılan düğünlerde görüntüler içler acısı. Oynanan oyunlar, çallınan
şarkılar - türküler emin olun bu toplumun anane ve geleneklerinden çok uzak. Gelin arabasının önünde
alkol alınması, kimi sözleri muzır şarkılar. Hele oynanan oyunlar, ithal oyun gibi.
Düşünsenize; Bir Çerkes ( Adiğe ) köyünde davullu zurnalı düğün ne kadar abesse, alkollü -
Roman havaları da o denli abes. Düğünlerin bir diğer kötü etkisi gençlerin alkole alışmasında önemli
etkilerinin olması.
Evet; Şehrin, yahut, köyün ortasında silahların atılmadığı, kimsenin canının yanmadığı düğünler
ve düğün konvoyları istiyoruz. Bu nasıl gerçekleşir bilemiyorum. Kahır ekseriyetin memnun olmadığı
hakikat. Ne var ki mahalle baskısı oluşturulmuş. Bunu kırmak ve kültürümüze, geleneklerimize uygun
düğünler ( nisaşeler - cegular ) yapmak, böylece kimliğimize - kültürümüze uygun düğünlerle evlenenlerin
hatıralarına unutamayacakları anılar kaydetmek. Ne güzel, onur verici olur öyle değil mi ? Allah'a
emanetsiniz Vesselam..